Anemor Serisi 1: Dehşet Cehennemi

Sıra gezegenleri yüz yıldır barış içinde yaşarken, Petra gezegenine yeni bir yönetici seçilmişti. Öfkesi sabrını, şöhreti ise tüm kaderini yok etmişti bu yeni yöneticinin. Tahta geçmesiyle gezegenindeki tüm elçileri öldürmüş, diğer gezegenlere ait her şeyi yok etmişti. Amacı efsanelerde anlatılan Aseraria ölümsüzlük ve sonsuz güç getiren o parlak kılıcı bulmaktı, böylelikle tüm sıra gezegenlerini ele geçirecek ve daima güç, kudret içinde yaşayacaktı. Onlarca büyücüyü kılıcı bulamadıkları iddiasıyla acımasız şekillerde öldürdü. Elfleri, Kalashtarları, Warforgedleri, Tieflingleri, Drowları... ve daha binlerce türden canlıyı ölmeleri üzere Pinewiev'e hapsetti. Birbirlerine yirmi bin kilometre uzak olan sıra gezegenlerini yavaş yavaş istila etmeye ve kılıcı efsanede geçen yerlerde aramaya koyulmuştu Kral Avurş. Ölüm Kolordusu adını verdiği ve içerisinde sekiz tür canlının da bulunduğu beş yüz bin askeri ona daima bağlıydı. Ayrıca Ghost, Gem, Ktanum adını verdiği bu gruplarda çeşitli tekniklerle büyü yapabilen Petralılar yer alıyordu.  Sıra gezegenleri aralarındaki sorunu henüz çözememişlerdi, bu sorunu onlara unutturacak bir şey oldu; Okyanusların ve bataklıkların içinden çıkan Orremarlar tüm türleri tehdit ediyordu, acaba sıra gezegenleri tek düşmana karşı bir olacaklar mıydı? 

Aralık 12, 2021 - 23:06
Aralık 8, 2022 - 00:34
 0
Anemor Serisi 1: Dehşet Cehennemi


◾▪️SÖZLÜK▪️◾
Aseraria Kılıcı: Ölümsüzlüğü ve sonsuz gücü getirdiği sıra gezegenleri arasında anlatılır, Süve'nin sözlerinde, dini kitaplarda adı geçer. Mükemmel bir şekilde dönemin en büyük büyücüsü Adlar Agasto tarafında obsidiyen, demir ve bazı değerli madenlerle ustaca tasarlanmıştır. Kılıcın kimi yanları, hayvan pulları ile süslenmiş, son derece bulunması zor değerli taşlarla, tılsımlarla donatılmıştır. Sıra gezegenlerinin kullandığı ortak Nsyma sembolik yazısı ile kabzasında "Barışı koruyun" yazısı yer almaktadır. Efsanenin sonunda ise gezegenlerin arasında barışın bozulmasıyla kılıç Tlanex dinine bağlı bir Otrak tarafından yeryüzüne, bilinmeyen bir yere konulmuştur. 
Süve: Yedi sıra gezegenin taptığı, başı ve sonu olmayan, görünmeyen bir ilahtır. İyiliği, barışı emreder. Tüm gezegenlerin aynı soydan geldiği dini kitaplarda yazar. Kimi din sorumluları tarafından yedi kola ayrılır. Bu yoldan sapanlar ve Süve'ye tapmayanlar tek bir isim altında toplanırlar. Süve'nin emrinde dokuz büyük melek vardır ve bu melekler çeşitli görevlerle donatılmıştır. O, gezegenler arasında çok övülen ve korkulan bir tanrıdır. Ona yakınlaşmanın en büyük yolu yemin etmek ve diğer canlılara üstünlük taslamamaktan geçer. Evrende, hiçbir yerde ondan daha zekisi, akıllısı yoktur. Onun sonsuz gücü ve sayısız askeri vardır.
Adlar Agasto: Süve'ye çok çok dua etmesi, ona bol sayıda kurban vermesi ve diğer canlılara hoş yaklaşması sonucu Neletsara efsanesinde adı geçer. Süve ona büyük bir güç vermiştir ve o bu gücünü büyük bir kılıca hapsetmiştir. Kılıcın kudreti ve sonsuzluğu Adlar'ı yoldan çıkarmıştır. Efsaneye göre dönemin en büyük büyücüsü bu kılıç yüzünden, yoldan sapmış ve Süve tarafından lanetlenmiş ve bilinmeyen bir canlıya dönüştürülmüştür. 
Neletsara Efsanesi: Gezegenler tarafından sıkça anlatılan bir efsanedir. Ama bir özelliği onu yapma efsanelerden ayırır. Süve tarafından yaratılmışlara indirilen Tasian kitabında bu efsaneye yer verilir ve dini yönden bu efsanenin gerçekten yaşandığına inanılır.
Nsyma: Yedi gezegenin ortak dili, bulanı ve ortaya çıkaranı belli olmayan bu dili bütün sıra gezegeni ve diğer canlılar tarafından küçük yaştan itibaren öğretilmeye başlanır.
Tlanex: Süve'ye inanmayan, farklı varlıkları ilah olarak gören canlılar topluluğuna verilen isimdir.
Otrak: Tlanex dinine bağlı din görevlilerine verilen unvan.
Elf: Farklı biçimleri olsa da hepsi genel olarak aynı özellikleri taşırlar. Güzel olmaları, sivri kulakları, uzun vücutlarının yanı sıra savaşçı özellikleri ile tanınırlar. Kimisi büyücü kimisi köledir. Yirmi sekiz elf türü vardır. Aralarındaki sıkı bağ bazen derin bir düşmanlığa dönüşebilir.
Drow: Yol bulucu anlamına gelir. Kara elfler olarak bilinirler ve genellikle Şidahuman gezegeninin kuzeyindeki Balagaun şehrinde, yeraltı mağaralarının kayalarında oluşturdukları habitatta yaşarlar. Vahşi canlılardır. Aldatıcılardır, büyü yapabilenlerine Stadrow adı verilir. Kurnazlık alanında ustalardır. Karanlık geçmişleri yüzünden sıradan elflere düşmandırlar. Kötü olmaları onların bilindik özelliklerinden biri olsa da hepsi doğuştan kötü değildir. Sadece dışlanmamak için onlardanmış gibi görünen Drowlar'da vardır. Hiçbir tanrıya inanmazlar. Gezegen yöneticilerine itaat etmezler. Tek yöneticileri Sienqiolcyd Ovry'dir.
Kalashtar: Büyük savaşçılardır. Kılıç ve iyi ok kullanırlar. Çok iyi ejderha binicileridirler. Kanları eski Warforgedlere dayanır. Büyü yapamazlar. Gittikleri yerlere çabucak alışabilirler ve bir tehlike oluşturmazlar. Gerektiği yerde birçok vahşi yöntemleri kullanmaları doğuştan gelen özelliklerinden biridir, sivri dişlere ve keskin kulaklara sahip canlılardır. Sadece beş yüzü hayatta kalmayı başarabilmiştir. 
Warforged: Kalashtarlar'ın atalarıdır. Bir soy şeklinde yaşarlar. Kaderleri aynıdır. Aralarında bir yönetici seçmezler. Savaş zamanı haklı kimse o tarafı tutarlar ve destek verirler. Kırmızı gözleri, bronz tenleri ve ince uzun suratları vardır. Birçoğu çelimsiz gibi görünür ama gerçekte iyi birer ok kullanıcısıdırlar. Büyü yapabilenleri vardır ama Warforgedler bunu pek hoş karşılamazlar. 
Tiefling: Kanatları olan, konuşabilen, insansı varlıklardır. Tüm gezegenler tarafından lanetli bir soydan geldiklerine inanılır ve bu yüzden tam anlamıyla toplumda yer edinemezler. Hepsi dağınık yaşar ve kimisinden hiç iz yoktur. Tieflingler dışlanmalarının aksine güvenilir varlıklardır. Savaş zamanı bulundukları bölgeyi korurlar ve aralarında kötü ruhlarla konuşanları vardır. Uzun saçları, genelde siyah veya beyaz kanatları, keskin görüşleri ve azimleri onları birer asil yapan unsurlardan sadece birkaçıdır. 
Pinewiev: Petra gezegeninin kuzeyinde yer alan ve tehlikeli kişilerin de aralarında bulunduğu otuz katlı üçer binaya verilen isimdir. Genellikle buraya dinden sapanlar sürgün edilir. Suçlular ve krala karşı gelenler de burada tutsak edilir. Acı ve işkenceleri dayanılmazdır. Kimi deneyler buradaki tutsaklar üzerinde yapılır. 
Ölüm Kolordusu: Petra gezegeninin en güçlü askerlerinin yer aldığı ordunun genel adıdır, Kral Avurş tarafından oluşturulmuştur.
Ghost: Petra gezegeninde yaşayan en usta büyücülerin yer aldığı grubun adıdır.
Gem: Petra gezegeninde yaşayan acemi büyücülerin yer aldığı grubun adıdır. 
Ktanum: Petra gezegeninde yaşayan ve belirli malzemelerle büyü yapan büyücülerin yer aldığı grubun adıdır.
Teptetam: Savaş zamanı itaat etmeyen, yönetime karşı çıkan kralların veya kraliçelerin karşı tarafa göndermiş olduğu bir flamadır. Bu flamanın üzerinde Tanrı Süve'nin "Barışı koruyun, korumayanı cezalandırın" sözü yer almaktadır. Gezegenlerin kültür renklerine göre flamanın rengi farklılık gösterebilir. 

Defne Yaprağı: Sıra gezegenleri arasında barışın temsili olan bir semboldür. Her gezegende özenle saklanan defne yaprakları vardır. Ayrıca yöneticilerin içtiği özel içeceğe katılır, tütsülerde ve dini bayramlarda da kullanılır. 



◾▪️GİRİŞ▪️◾
▪️BİRİNCİ TANITIM▪️
Sıra gezegenleri yüz yıldır barış içinde yaşarken, Petra gezegenine yeni bir yönetici seçilmişti. Öfkesi sabrını, şöhreti ise tüm kaderini yok etmişti bu yeni yöneticinin. Tahta geçmesiyle gezegenindeki tüm elçileri öldürmüş, diğer gezegenlere ait her şeyi yok etmişti. Amacı efsanelerde anlatılan Aseraria ölümsüzlük ve sonsuz güç getiren o parlak kılıcı bulmaktı, böylelikle tüm sıra gezegenlerini ele geçirecek ve daima güç, kudret içinde yaşayacaktı. Onlarca büyücüyü kılıcı bulamadıkları iddiasıyla acımasız şekillerde öldürdü. Elfleri, Kalashtarları, Warforgedleri, Tieflingleri, Drowları... ve daha binlerce türden canlıyı ölmeleri üzere Pinewiev'e hapsetti. Birbirlerine yirmi bin kilometre uzak olan sıra gezegenlerini yavaş yavaş istila etmeye ve kılıcı efsanede geçen yerlerde aramaya koyulmuştu Kral Avurş. Ölüm Kolordusu adını verdiği ve içerisinde sekiz tür canlının da bulunduğu beş yüz bin askeri ona daima bağlıydı. Ayrıca Ghost, Gem, Ktanum adını verdiği bu gruplarda çeşitli tekniklerle büyü yapabilen Petralılar yer alıyordu. 
Sıra gezegenleri aralarındaki sorunu henüz çözememişlerdi, bu sorunu onlara unutturacak bir şey oldu; Okyanusların ve bataklıkların içinden çıkan Orremarlar tüm türleri tehdit ediyordu, acaba sıra gezegenleri tek düşmana karşı bir olacaklar mıydı? 


◾▪️GİRİŞ YAZISI▪️◾
HER ŞEY KIZIL BİR GECEDE BAŞLAMIŞTI
   Bir harman vaktiydi, Ayevur'da yıllar sonra bir soylunun kanı dökülmüştü. Kraliçe Oletha, Petra gezegeninin Kralı Avurş tarafından bir suikaste kurban gitmişti. Yıllardır özenle saklanan defne yaprağı tüm Ayevur halkının gözünün önünde yakılmıştı. Bu barışın bittiğini ve sıra gezegenlerinin artık sonunun geldiğini gösteriyordu. Avurş, bir yönetimi devralmayı, Aseraria kılıcını bulmayı ve tüm gezegenlerin efendisi olmayı planladığında, unuttuğu bir gerçek bulunuyordu. "Herkes yazdığı kuralların bedelini ödeyerek can verirdi," bu bilinen bir Ayevur sözüydü. Savaşılmadan itaat bekliyordu Avurş, bu imkânsızdı. Kimse bir barbar gezegen yöneticisine hayatını teslim edemezdi. Bu yüzden savaş açan ve Avurş'a Teptetam gönderen ilk yönetici Letita olmuştu. Dostu Oletha'nın intikamını alacaktı er ya da geç. Letita, Avurş'a bir mektup yazdı. Satırlarının her biri intikam ateşiyle yanan birer köz gibiydi. "Bir kavimin efendisi, nasıl korkakça, savaşmadan bir soylunun kanını döker? Sen, defneyi yakıp ateşi başlattın, şimdi sıra bizde Avurş, o ateşte seni yakacağız!" Bu satırlara dayanamayan Avurş, Ayevur'daki tüm soyluları öldürme kararına vardı. Gezegenin dört bir yanındaki soyluların askerleri tarafından yakalanmasını emretti. Ama Ayevur soylularından kimsenin kalmadığını, büyücülerin yardımıyla Baptia’ya kaçtıklarını öğrendiğinde ise öfkesi katbekat arttı. Büyücülerin ve soyluların kaçması üzerine Ayevur halkı artık savunmasızdı. Codie şehri barbarların istilası altındaydı ve Ayevur'un başkenti Oşra’ya büyük bir istila bayrağı çekilmişti. Sıra gezegenlerinden Thardolian, Greilia, Milimma Avurş'a çoktan boyun eğmişlerdi. Diğer dört gezegen ise sırayla Avurş'a Teptetam göndermiş ve ona karşı bir olacaklarını açıkça dile getirmişlerdi. 
Savaş yakındı, Süve ölümlülerin kaderini böyle yazmıştı. 

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Muhammet579_ Muhammet Aydın {18}