Hayat ve kadın

Bir keresinde , hep unuttuğum, hep bir kenara attığım umutlarımı buldum, tam da koltuğun altında..

Mayıs 5, 2022 - 14:59
Mayıs 7, 2022 - 11:35
 0
Hayat ve kadın

HAYAT VE KADIN
Bir keresinde , hep unuttuğum, hep bir kenara attığım umutlarımı buldum, tam da koltuğun altında. Koltuk eski mi eski, yıpranmış, evet yıpranmış. Üstelik bin bir anılarla dolmuş. Küf kokuyor koltuklar, sinmiş yoksulluk, sevgisizlik, adaletsizlik, kimsesizlik...
Kimsesizlik! Soğuk, karanlık, çaresiz bir kelime. Kendime en çok yakıştırdığım kelime. Soğuk, buz gibi ama masum ama.. ama işte...
Umutlarım da tıpkı koltuğum gibi eski ve küflüydü. Sanki, sanki umutlarımın canı çıkmıştı. Umutlarım yıpranmıştı. Sol tarafta yamalar vardı, hem de bir sürü yama...
Kimsesizliğim ile umutlarımı karşılaştırdım. Heyecanlıydım! Karşılaştırdım ama korkudan da titriyordum. Ellerim, ellerime takıldı gözlerim. Buruş buruş, lekeliydiler. Tırnaklarım bakımsızdı, ne çok yaşanmışlık vardı, ne çok acı vardı...
Kaç kere o ellerle sevgiye sarıldım, kaç kere korkmadan, evet korkusuzca sıktım gülleri, topladım, kokladım. Acıyı, ellerimden akan kanın izleri, yaraların izlerini sonradan fark ettim.
Yedi kişilik bir ailede kimsesizliği tatmak marifettir. Yalnızlıkla, çaresizlikle tanışmak da marifet. Üvey babamın tacizlerinden kaçarken “hayat” ile tanışmak. Tanışmakla kalmayıp, hayatın içine girmek. ürkekçe, çaresizce, KİMSESİZCE.
Hayat ile yetinmedim, yetinmek çok istedim, hayat olmadım, “hayat” ile kadın oldum.
Henüz yaşım 15 ti. Saçlarımda yıldızlar, gözlerimde hüzün. “Hayat” güzel derlerdi hep. Hayat güzel ise “hayat kadını” olmak çok daha güzel ve gurur verici olmalıydı. Öyle olmalıydı, öyle dediler bana. Henüz yaşım on beşti. Hayat ile tanıştım, tanışmak ben istedim ama kadın olmak çaresizlikti.
Yedi kişilik geniş mi geniş bir ailede yalnızlığın dibine vurmak, kimsesizliği iliğinize kadar hissedebilmek marifetti. Ben marifetliydim. Çok iyi yemek pişirirdim mesele, çocuk bakardım. Kardeşlerime hep ben bakardım. Annem çalışırdı, annem hep yorgundu.
“Mahalenin diline düşmektense bu adamın kahrını çekerim” diyordu. Ama kahrı, acıyı çeken bendim.
Umutlarıma baktım, solumda. Kimsesizliğimi en ağır şekilde sağıma koydum. Umutlarımın yamaları sıkıca dikilmişti. Yakından bakınca kan izleri duruyordu. Kimsesizliğim hep yanımda oldu. Haksızlık edemem şimdi...
Umutlarım yokken kimsesizliğim vardı. Kimsesizliğim ağır ama alıştığım bir şey. Benimle bütünleşmiş, benimle bir olmuş. Umutlarım , keşke’lerimin önüne ısrarla geçen umutlarım. Küflü kanepenin içinden çıkan “yaşayamadıklarım”.
Son nefesle mi aklınıza geldim. Bir ben varım, benden de uzak, bir ben varım ölümü tattıran. Umutlarım havada asılı kaldı. Başka kızlara, başka kadınlara, başka kimsesizlere. Ben hayata katılmak isterken, tecrübelerimle “ hayatın kadını” olmuşum. Tam 40 yıldır umutlarımı hiç görmeden yaşamışım.
LEYLA AGHAYEVA YAVUZ

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow