Kahramanımm...

Ah kahraman, böyle olmak zorunda değildi sonumuz

Ocak 17, 2022 - 00:08
 0
Kahramanımm...

Kahramanımm...

Pencereden giren ay ışığıyla karanlığını yenen oda bir büyüyüp bir küçülüyordu. O tepe taklak olup duvarlara yapışsa da önündeki, terk edilmiş gibi duran, odayla alakasız görünen sandalyede onu tuzağına çeken adam rahatça oturuyordu. Adam onun yalpalamalarını izlerken çok keyif alırmışçasına gülümsüyordu. Juliet vari, hafifçe eğilerek ve ellerini tutarak "Ah kahraman, kahraman... Neden kahramansın sen, ha?" dedi. Rolünü bozup parmağını şıklattı. "Ah doğru, sen böyle doğdun, bunun için doğdun." dedi kinayeyle. Kız duvarların hareketini kesmeyeceğini anlayınca bir şeyler yapabilmek için elini kaldırıp atabildiği her yere çengellerini attı. Daha sonra çengellere attığı kuşaklarla adama ulaşmaya çalıştı. Duvarların hareketi kesilmediği için tek kuşakla ilerlemek zorunda kalıyordu ve bu onun hareketini yavaşlatıp tahmin edilebilir hale getiriyordu. Böylece adam küçük hareketlerle yavaşça sıyrılıyordu. Sanki odanın hareketi onu engellemiyor gibiydi. "Aynen öyle. Aynı senin gibi. Seni tanıyorum. Sen de suç için doğdun." Nefeslerinin arasından cümle cümle konuştu. En sonunda sadece enerjisini kaybettiğini anlayınca hareket etmeyi kesti ve odanın sallantısıyla başka bir duvara yapıştı. Ve kendisini duvara sabitledi kuşaklarıyla. Bu kendini hapsetmeye benzemişti bir nevi. Ancak onu da başka bir yere hapsederse işler eşitlenirdi. Onun ayağına atıp doladı kuşağını. Ve hızlıca çekti. Ancak sonrasında kızın kolu acı verici bir şekilde yaslandığı duvara çarptı. Çünkü adam kuşağı el çabukluğuyla nereden çıktığını bile bilmediği bir bıçakla kesmişti. Şimdi ise çok büyük bir üstünlük adamdaydı. Adam kızın yanına yaklaşıp kendini hapsettiği kuşaklara baktı önce. Sonra bakışları gözüne çıktı. Durumdan eğlendiği belli oluyordu. Kuşakların üstünden bir de o kendi halatlarıyla bağladı kızı. Sonra birkaç adım uzaklaştı ve yere oturup ciddileşti. Kız kasları çatık onu bekliyordu. "Biraz konuşmaya var mısın sonra zaten gideceğim." Bu sırada oda çoktan hareketini kesmişti. Kızdan onay işareti gelmeyince kabul olarak saydı. "Dediğin gibi aslında. Ben de suç için doğdum. Ama... Beni bilirsin kafama buyruğum biraz. İstediğim an isyan edebilirim. İnsanlar bunu yaptığım için mutlu bile olurlar. Gözlerini pencereden gözüken aya dikti. "Yaptıklarımı unuturlar kahraman, olarak dokunmadığım sürece. Anlayacağın geçmişinin geleceğin üzerine bir etkisi yok." Yavaşça gözlerini kahramana çevirdi. Bakışları yalvarır gibiydi ve içinde söylenilmeyenleri barındırıyordu. "Sen ise isyan etsen, sana düşman olurlar. Unuturlar yaptıklarını. Ve seni şurada öldürsem bile gelecekte onlara yapabileceklerimden endişelenirler. Seni, unutup... Hayat amacıymış, yaratılışmış peh!" Gözlerini devirdi. Sonra ayağa kalktı ve kıza yaklaştı iyice. Kulağına fısıldayarak "Beni dinle, kahraman. Bir kahraman olarak doğdun ama bir kahraman olarak ölmek zorunda değilsin." dedi. Arkasını dönmeden. Göz kontağını kesmeden yavaşça geri adımladı. Kapıya ulaşınca arkasını dönmeden önce dudaklarıyla "İkimiz de." dedi. Ve kapı kapandı.

Not: yazı rehberi bloğu yazma etkinlikleri konularından. Kaç ay önce yazmıştım bunu. Sadece canlanan şeyler bunlardı. Ama şuan, benim için anlamlı.

 Buradan da herkese söyleyelim: Kahraman olmak zorunda değilsiniz, değiliz.

Sevgiler...

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

ex aliis mundi Zihnimde beliren şeyleri yazmayı seviyorum. Hala geliştiriyorum kendimi. Süreci görmek güzeldir. Benimle yazma sürecime eşlik edin.