ÖNCE, SONRA
Öfke, kırgınlıkların zannıydı sadece. Verilmemiş değerin, eleştirilerek yorumlanan kişiliklerin bitmeyen, dışavurum çabasıydı. ..
Öfke, kırgınlıkların zannıydı sadece. Verilmemiş değerin, eleştirilerek yorumlanan kişiliklerin bitmeyen, dışavurum çabasıydı. Yürekte yanan duyguların, sevgisizlikle örüldüğü hırçın bir yorumdu. Neydi bu kadar, bu duyguyu sindiremeyen olmuşluk. Neden, bir türlü kendini ikna edemiyordu insan. İçsel yorumlamalar yanlızdıda ondan. Tek başına izbe bir kuytuda farkedilmeyi bekliyordu. Sinmiş, pısmış bir hesaplaşmanın, sesine yol bulamayan hezeyanlarıydı sadece. Uzanan eller kendi olgularında, aynı düzleme çizik atmaya çalışan boş kalemlerdi. Yıpratılan, güvenilmeyen bir halden çıkan, vurdumduymazlık ve galesizlikti. Ben egosunda boğulan sen olmaya erişememiş, empatisiz, bencil karşılanışlardı. Onlardan geriye ne mi kaldı? Hiç. Zorla sevgisizliğe örülmüş, yoksun ilmeklerin, umursamazlığı. Onlar gibi olmayı öğrenmek, kendine dönmek ve yeniden yeşermek için filizlenen küçük adımlar. Büyümek ve nötürlük. Bu kadar. Kalan bunlar.
Tepkiniz nedir?