ÖZGÜRLÜK

Özgürlük adlı kısa bir hikaye.

Şubat 23, 2022 - 20:30
Nisan 20, 2022 - 23:31
 0
ÖZGÜRLÜK

ÖZGÜRLÜK

Küçük elleri ile, yüzünü kapatmıştı çocuk. O karşısındakini göremiyorsa, karşısındaki de onu göremez sanıyordu. Sessiz geçen iki saatin ardından, hala kurtarılmayı bekliyordu. Annesi onu asla bırakmazdı, içinde bir yerlerde biliyordu. Çaresiz bir şekilde yere diz çökmüş, sessizce ağlıyordu. Eğer boğazında biriken hıçkırıkları serbest bırakırsa, karşısındaki dev gibi adam kızardı. Çok korkuyor ve titriyordu...

Artık tutamadığı hıçkırıkları onu boğmaya başlamıştı. Ağzından kaçırdığı küçük bir nida ile birlikte dev adamın arkasını dönüp, gözleri ile minik çocuğu bulması bir oldu. "SİZE ÇIT SESİ BİLE DUYMAYACAĞIM DEMEDİM Mİ, KESİN SESİNİZİ." adamın bu sözleri söylemesi ile birlikte diğer çocuklarda çok korktular ve ağlamaya başladılar. Sert adam kaş yapayım derken göz çıkarmıştı, artık işi daha zordu. Ellerini yüzünden çekti çocuk, sakin kaldı ve yalnız öleceği hissini kafasından def etmeye çalıştı.

Dışarıda oyun oynaması gereken çocuk, burada diz çökmüş dev gibi adamların arasından sağ çıkmayı bekliyordu. Dolu olan gözlerini sildi ve beklemeye devam etti, biliyordu annesi gelip kurtaracaktı onu. Her çocuk gibi değildi o, annesi onu ninni söyleyerek değil Duman-Elleri Ellerime söyleyerek uyutuyordu. Aklına gelen şey ile yerinden kalktı çocuk, diğer çocuklar ağlamayı kessin ve dev adam onlara kızmasın diye şarkı söylemeye karar verdi. "Elleri ellerime, gözleri gözlerime Saçları saçlarıma, karışan Bir sen olsan." Cesaretine hayran kalan diğer çocuklar, sustular ve olacakları beklemeye başladılar. Adam tüm çocukların sustuğunu görünce, küçük çocuğa uymaya karar verdi ve şarkıya devam etti, "Seni gördüm göreli şaşırdım Dolaşırım bi başıma Seni bildim bileli kaçırdım Şu aklı başımdan" "Kaçırdım", kısmını duyan çocuklar tekrardan ürktüler ve birbirlerine yaklaştılar.

Adam sustu ve arkasına döndü. Küçük çocuk yerine geri sindi ve içinden "Kuşlar kadar özgür olmak istiyorum. Buradan çıkıp annemin elini tekrar tutacak kadar özgür, bu olayları unutup tekrar dışarıya çıkacak kadar şımarık. Ben tekrar çocuk olmak istiyorum." dedi. Dışarıdan gelen sesler artınca, içeriye yeni çocuklar getirildiğini gördüler. Korkunun kokusu var mıydı? Varmış, korkunun kokusunu alıyor artık her şeyin bitmesini diliyorlardı. Yeni gelen çocuklarda yere oturtturuldu.

Çaresizliği sonuna kadar tatmış olan çocuklar, seslerini çıkaramıyor ve sadece özgürlüklerine kavuşmayı istiyorlardı. Mesela 16 numaralı çocuk, annesini bir daha üzmeyeceğine yeminler ediyordu içinden. 28 numaralı olan ise, bir daha uzaklara kaçan topun peşinden gitmeyeceğini söylüyordu. Ve son gelen 40. çocuk, o herkesten farklı bir şey istiyordu. O tekrardan özgürlüğünü annesi kısıtlasın istiyordu, bu adamların değil. Elinden telefonunu almasını ve "Yeter oğlum artık uyuma vakti." demesini. Ama hepsinin kaderleri şimdi bu büyük dev adamların elindeydi, kim bilir kaç kez ellerini kana bulamış ve defalarca çocuk kaçırmışlardı. Her şey hazırdı artık. Çocuklar deney odalarına alınacak ve üzerlerinde yeni ilaçlar denenecekti. Şanslı olan yaşayacak, şanssız olan ölecekti. Belki de tam tersi... 1'den başlayıp sıra ile almaya başladılar çocukları. Elleri ile yüzünü kapatmış olan çocuğun numarası ise 5'di. Yavaş yavaş azalmaya başlayan çocuk sayısı, diğerlerini tedirgin etmişti. Küçük yürekleri ile büyük dualar ediyor, kurtulacaklarına olan inançlarını koruyorlardı. Yaşlı bir kadın gelip çocuğun elini tuttu. Birlikte karşıdaki odaya doğru küçük adımlarla ilerlemeye başladılar. Zaten karanlık olan bu geniş alan, çocuğun içindeki karanlıkla karışmış minik yüreğine cehennemi yaşatıyordu.

Tam yolun yarısını yarılamışlardı ki, polis sesleri duyuldu. "KİMSE KIPIRDAMASIN!" Annesinin korku dolu yüzünü gören çocuk, başından beri dilediği şeyin gerçek olması ve artık özgürlüğüne kavuşmasının mutluluğunu yaşıyordu. Çocukların ağlama sesi ile yaşlı kadının kolundan çekmesine panik olan çocuk, polislerin arkasında duran annesine doğru koşmaya başladı. Çocuğun deyimi ile dev adamlar, çocuğun koşmasına engel olmak için önüne geçtiler. Boyunun kısa olmasından yararlanan çocuk, adamın bacak arasından hızlıca geçip annesine yani özgürlüğüne doğru koşmaya devam etti. Onu şimdi kim durdurabilirdi ki? Keskin bir kurşun sesi ile çocuk olduğu yere mıhlandı, gözleri karardı ve yere düştü. Annesinin ve diğer çocukların gözlerinin önünde acımasız bir kurşuna kurban giden çocuk, hafızalarda asla unutulmayacak bir olay olarak yerini aldı.

Annesinin yüzüne baktığında gördüğü özgürlüğe, belki bedeni değil ama ruhu kavuşmuştu. Annesinin feryatları ile karışan gök gürültüsü, polislerin bile tüylerini ürpertmişti. Küçük çocuğu vuran dev adam, annesinin yüzünü görünce pişman olmuştu ama ne fayda. Çocukluklarınızı, özgürlüğünüzü ve daha da önemlisi ruhunuzu dev adamlara teslim etmeyin. Asıl özgürlük bedenin değil, ruhundur. İstediğiniz her hangi bir yere kilitleyin birisini, o kişi düşünebildiği, yazabildiği ve olmak istediği kadar özgürdür. Kendinizi özgür bırakın. Sadece bedenlerinizi değil, ruhlarınızı da "özgür" bırakmanız dileğiyle...

Tepkiniz nedir?

Beğen Beğen 3
Beğenmedim Beğenmedim 1
Sevdim Sevdim 0
Eğlenceli Eğlenceli 0
Sinirli Sinirli 0
Üzgün Üzgün 0
Vay Vay 0