SONBAHARA İTHAFEN
Eylül böyle, ekim böyle, böyle kasım
Nedir bu yüreğimin feryadı
Eylül böyle, ekim böyle, böyle kasım
Şiir dediğin değil mi yaraya tuz basmalı
Ahlar bir ucundan bir ucuna dünyanın
Ağır ağır yanan ziyalar gibi ışığın
Ve bir delikten bile daha oyuk
Başı hatıralarla dolu bir ihtiyarın
Gözyaşları hangi mevsim son bulacak
Mezarında deve dikeni ısırganlar açacak
Kimdir bu cama vuran görünmez el
Ortalığa kim döktü beyaz sürgünü
Her sonbahar içimde nedensiz filizlenen
Umuduma ilk kurşunu kim sıktı
Nedir bu yazmak gayretim sancılarımı
Kime bırakacağım bu kadar acı kelamı
Tan ağırana kadar kime saklayacağım
Ağzımda bir küfür gibi haksızlıklarımı
Kime püskürteceğim bir çırpıda ve acımadan
Eylül böyle, ekim böyle, böyle kasım
Fâni dediğin biraz da gamsız olmalı.
Tepkiniz nedir?