SUS ARTIK!

Eylül 28, 2021 - 19:01
Kasım 2, 2021 - 13:47
 0
SUS ARTIK!

Üniversiteyi bitireceği sene tanıştığı Mercan onu nede çok heyecanlandırmıştı. Yanından bir d,akika olsun ayrılmak istemiyor, devamsızlık hakkını sonuna kadar kullanıyor ve sınavlara çalışmadan giriyordu. Mercan bu durumdan şikayet etmiyor, dahada ilgi istiyordu. Haluk en son annesinin ihtarlarıyla kendini topladı ve mezun olmasına az bir zaman kaldığını bildiğinden derslerine ağırlık verdi. Mercan Güzel Sanatlar bölümünde yüksek lisans yapıyordu ve biraz daha rahattı. Haluk ona sabretmesini , okul bitince nasıl olsa daha sık görüşeceklerini söylüyor ama Mercan anlamak istemiyordu. Haluk onu kırmadan , üzmeden sürekli telkinde bulunuyor, parasının son kuruşuna kadarda ona hediyeler alıyor, "Yeterki mutlu ol." diyordu. O kadar tatlı tatlı anlatıyordu ki halini kızmak mümkün değildi. Mercansa sürekli kapris yapıyor, herşeye kusur buluyor, Haluk'a hayatı dar ediyordu. Severken gözü kör olan gençlik bunları hoşgörüyle karşılıyor ve sabır gösteriyordu. Bizim kör aşık okulu bitirdi ve Mercan'la evlendi. Haluk'un ailesinin hali vakti yerinde olunca şatafatlı bir düğün yapıldı. Balayı tam bal-ayı oldu. Hayatında hiç ülke dışına çıkmamış Mercan bu sayede İspanya, İtalya bütün Akdenizi dolaştı. Annesi Haluk'a düşkündü. Çocukluğundan beri bir dediği iki edilmemiş , buna rağmen efendiliği hiç bozulmamış, naif , saygılı bir kişilikti. Ablasının istenmeyen evliliğine bile onun sayesinde rıza gösterilmiş, ekonomik durumu vahim olan enişte böylece aileye girmişti. Sonunda hırslı enişte bunu kendine ar bilmiş almış yürümüş, onlardan bile zengin olmuştu. Bizimkilerin evliliğinin iki ayı yine Haluk'un alttan almalarıyla bitti. Bizim Mercan ne yemek yapıyor, ne evle ilgileniyor nede bir işe yarıyordu. Dışarıdan yemeyi çok seviyor, Haluk evde pişirelim deyince kızılca kıyamet kopuyordu. Haluk dışarıdan yemekten bıktığı için İstediklerini annesine söylüyor öğle aralarında soluğu annesinin evinde alıyordu. Bir iki zaman sonra annesi bu durumdan rahatsız oldu ve geliniyle konuştu."Kızım bilmiyorsan öğretilir, her gün dışarıdan yenilir mi, buna hem ekonomi hemde mide dayanmaz." dedi. Mercan yorum yapmadı, sustu. Suskunluğunu kocası gelince bozdu ve içindeki canavarı salıverdi. Haluk ne dese dinletemedi. O ne annesini eşine nede eşini annesine ezdirmeyen erkek gibi erkek olduğu için en son, "Annem bizim iyiliğimizi düşünüyor, artık başka bir şey söyleme." dedi ve odasına gitti. Mercan susmadı; bıt bıt bıt .... ütüledi de ütüledi. "Senin annen bizim aile hayatımıza ne karışır, sen mi şikayet ediyosun. Terbiyesizler ..." İşte o sözü söylemekle hata etti ama geç oldu. Haluk açtı ağzını yumdu gözünü. Hayatında lügatına almayacağı sözcüklerle hakaret etti." Sen mi terbiyeden bahsediyorsun, seni tanıdığım halde evlenmekte acele ettim. Çıktığımızdan beri çenenden yoruldum. SUS ARTIKKKK." dedi ve ceketini aldığı gibi evden çıktı gitti Bir daha da dönmeyecekti zaten. Mercan çok yalvardı ama Haluk ona ikinci şansı vermedi. Mercan kendinden daha dırdırcı bi koca buldu. Eski eşini çok aradığına dair duyumlar aldık ama geçen geçmiş, giden çoktan gitmişti. Umarım Haluk kendisine ve ailesine yakışan bir eş bulmuştur. Çünkü o bunu sonuna kadar hak eden , nadir insanlardan biridir. 

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Gülbeyaz Gürsoy Uzun yıllardır devam eden bir yazma yolculuğu. Nazarımda her hayat bir hikaye, her duygu hayata açılan bir yol. Karadeniz Ziraat Mühendisi Kişisel gelişim konularında iyi bir araştırmacı ve eğitmen.