TERAPİMSİ : )
Mizahi bakış açısıyla günümüz psikoloji sorunlarına yaklaşımlar...
Hayat harika gitmiyor her birimiz için. Farklı derecelerle sorunların üstesinden gelmeye çalışıyoruz. Hiç sorun yok göründüğünde bile öyle güzel anlatıyorlar ki, sorun ediniyorsun: Travmalar! Çocukluğuna inilmeli! Ebeveynlerin, aile dizimi, genlerin, karma, borçlu olduğun öğrenmen gereken davranışlar…. İlgi çekici değil mi? Benim sorunlarımı da bunlarla çözebilir miyim? Ev sahibi olamayışım bu yüzden mi? İşyerinde artık yokmuşum gibi davranmayabilirler mi? Toplu taşımada yolda sapıkları defedebilir miyim? Temiz, düzenli olur mu odam? Artık tıkınmak isteğimden vazgeçebilir miyim, kapanır mı şu iştahım?
İniyoruz, iniyoruz, kaç yaşındayım? Ana karnına kadar indik. "Heeeeyttt! Ben bilmem kaç milyonda bir döllenme ihtimalini gerçekleştirmiş bir fetüsüm."(Bir filmde duymuştum, kopya çektim) Dünyaya gelene kadar her şey burada oluyormuş meğer. Etrafa bir bakayım ikizim filan varsa, oradan başlıyormuş. Çoğu gebelik çoklu başlayıp tekli bitermiş. Ehhh, yaşayan bebeye de travmaları. Ne travması olacak? Hayatta kalma uğruna ikizini öldürdün: KATİL TRAVMASI!.... Uyyyyy, serengeti hikayeleri değil miydi o? Ebeveynler zayıf yavruyu, kardeşler cılız ve güçsüz olanı yemez miydi? Ya da öldürürlerdi? Pekala terk etsinler, aynı şey değil mi? Vahşi dünya,orman, rahim…. Daha neler olacak orada, bakalım organlarını benimseyecek misin? Aha da bu çıkıntılar ne işe yarıyor? Kol, bacak ne lazımki burada!...Nereye dışkılayacaksın, buranın kanalizasyon sistemi var mı? İşin ucunda dışkısını yemekten ölmek var. Duymadınız mı? "Bebek kakasını yapmış, akciğerlerine kaçmış" . Yaaa , siz onu iç kanal sistemi ile mideden akciğere mi geçti sandıydınız. Bu kordon nedir? Wifi ile bağlanamıyor muyuz anneye? Ne ilkel sistem arkadaş!... Anladım, yemekler buradan geliyor! Yani bir nevi kargo sistemi. Özel, şahsa münhasır… İp de atlanır bununla. Kültürfizik yapmak lazım. Tam oynuyorken dünya değiştirmeye kalkarsan boynuna dolanır, ara dünyayı es geçer, ebedi dünyaya göçersin. Dikkatli olmalı. Bütün bunlar hayatının içine ediyormuş, haberiniz olsun!
Musiki, masal, annesinin babasının sesini dinleyerek doğan bebeler şanslıdır belki! Ben ne dinlemişimdir köy yerinde. Birkaç inek möösü, tavuk gıdaklamaları, arı vızıltısı, kuş sesleri…. Fena değil. Kendim doğmuşum ben, Evde kimsecikler yokken sessizce gelivereyim demişim. Bu da travmadır sanırım. Baby showsuz, flashlar patlamadan, doğumhaneler kapılarında sevinç çığlıklarının eşlik etmediği sade bir ziyaret….Demek o yüzden her ortamda sade yaşarım da, kimse fark etmez. Onlar cümbüş bebeleri olduğu için daha ileri gider hiç yokmuşsun sadece dünyada o varmış gibi yaşarlar. Babam ne zaman öğrendiydi gelişimi? Sevindi mi acaba? Eh dördüncü olunca kıdemli baba tepkisi gösterip, işten gelince, sofraya otururken şöyle göz ucuyla bakmıştır. İsim seçmeye tenezzül ettiğine göre, cami avlusuna bırakılma travmasından yırttık. Kız mı istemişti, oğlan mı? Bakın bunların hepsi travma sebebi. İstenmeyen çocuk musun? Allah ne verdiyse ona razı olduklarını söyleyenler, erkekliklerinin ispatı için erkek bebeden, erkek çocukları vardıysa şirin kıyafetleri, iyi bakıcı olacakları yüzünden kız bebeden vazgeçmediler hâlâ.
Annen, baban nasıl davranmıştı sana? Kardeş kıskançlığı yaşadın mı? Ayrımcılık yapıldı mı? Köteklendin mi yoksa sevildin mi? Nasıl bir sevgiydi? Bir kerem evlatlık değilsen şanslısın. Evlatlık olmayı da kaç yaşında şansın olarak gördüydün? "Ben bu ailede evlatlık mıyım?" zannına kapıldığında, ikinci bir ailenin varlığını kurtuluş görmedin mi? Yedirildin, içirildin, ihtiyaçların görüldü. Ama inek sütü vermişler arkadaş, ne kadar zararlıymış! Bugünkü hastalıklarımın sebebi buysa, o sütlerin detoksu lazım ki iyileşeyim. Bir de her öğün hamur….Lokma, ıslama, makarna olmadı katlama, bişi, gözleme…Bildiğin buğdayın öğütülmüşünü evirip çevirip koymuşlar önüme. Gluten zehirlenmesi yaşamadığıma şaşmalı. Alerjilerim bundan olabilir bak. Çünkü bağışıklığım düşmüş. "Fakirlik vardı çoğu evde, şimdi herkes zengin." Aslında değişen bir şey yok. Şimdi de varlık ve yokluk aynı anda yaşanmakta. Neyin yoksa onun yoksulusun. Savaş diyarlarında sokakta yaşayan bir çocuğun zenginlik hayali başına bir dam, önünde yiyecek olması. Bunlara sahip milyonlarca insanın da film yıldızlarından sevgili, sonsuzluk havuzlarında çimmek başlarını döndürüyor. Orta hallilerde en kötüsü tatmin olmayan bir ihtiyaçlar silsilesi. Kapı önümde küçücük bir bahçecik diye ballandırarak anlatırlar onlar da yoksunluklarını. Alıp bahçe ortasına koysanız tamam gözlerimi rahatlıka kapatırım artık diyen kaç kişi var. Komşunun bahçesi de benim olsa diye geçirmeyecek mi içinden? Domates yemeyi hayal ederdim kışın. Özlemle beklerdim baharı. Şimdi fark ediyorum ki, pırasanın hayalini kursaydım kışın travma olmazdı. Şimdi yaz kış domates yeme olanağı var, ama bakalım GDO'lu mu, GDO'suz mu? Bunun da yaşlılıkta travmatik sonucunu görürüm artık.
Genlerim nereden benim? Soyum sopum önemliymiş. Ona göre yatkınlıklarım, hasta olma ihtimallerim var. Taaaa insanoğlunun avcı toplayıcı döneminden kalma, neydi o bakalım sürüngen beyninden kalma korkuları var. Kaç ya da savaş!... Beynin bunu yapmaya devam ediyor, kalp hastası oluyorsun. Seni kovalayan aslan, kaplan mı var, bir sakin ol!... Diyeceksiniz ki, patron, müdür, ev sahibi, faturalar….peşimizde iken aynı durum. Yani senin beynin onları Afrika'nın balta girmemiş ormanlarına taşıyor, onları da ardına takıyorsun!... Bildin de bir şey değişti mi? Ya Rabbim, beni bu kadar zavallı yaratmaktan murad ettiğin nedir? Aile dizimi ….Ailen var bir de dizeceksin onları. Verdiğimiz kararları büyürken aile ilişkilerimiz belirlemekteymiş. Höt dedi mi çakılır kalırdık olduğumuz yerde. Şimdi bize biri ses yükseltti mi çakılıp kalıyoruz, veya höt diyoruz yani. Onun için çok uysal bir topluluğuz, kadınları döven, öldüren, biz değiliz. Höt diyenlerin aşırılıkları da olabilir. Bu psikopat adamların ailesini dizmek lazım. Babası kesin höt hötçü, annesinin de elinde maşa ya da terlik vardır. Benimki de öyleydi demeyin sakın. Kesin bir teyze,dayı, amca, dede birinde bir farklılık olmalı.
Ah bir de bu karma yok mu bu karma. Hayat karması, hayat karmaşasına dönmüş. Bilmek zor değil. Bak adına soyadına, doğum tarihine. Topla, çıkart, böl. Onların sayı değerleri var. Ortaya çıkan : Kader…. Senin neyin eksik, gör, şaşırma. Kimseyi de suçlama. Bunu sen seçtin. Farkında değilsin ama belleğin hep vardı. Doğum zamanını, yerini, milletini, aileni sen seçtin. İsmin de belirlenmişti. Anan baban sadece rolünü icra etti. Alem alem içindeydi zaten. Fazla kafa yorma. Sadece senin hangi eksiklerle tamamlanmak için gönderildiğini bil yeter. Sonra tamamlanmaya başla. Öfke yasak, canlı yaşamına saygılı ol, anlamlı konuş, her şeyi iyiye yor, kıymet bil…. Beynini, ruhunu formatla. Fabrika ayarlarına geri dön.
Mutlaka bir gün başaracağım...Travmalarımı bulup tamir edeceğim. Ama benim sorunum travmaların çokluğu ve hangisinden başlayacağım sorunu. Aslında onlar travma mı, emin değilim. Bugüne gelip günün sorunlarını geçmişe gitmeden de çözecekler birgün. Ben eremeyeceğim….
Tepkiniz nedir?