Arşiv 25 ( Mavi Masuma Yağan Kızıl Kin )

Açıkçası ne diyeceğimi bilemiyorum. Uzun zamandır bu yazıyı yazmak istiyordum ancak başına oturmaya cesaret bile edemedim şu vakte kadar. Konuyla ilgili araştırma yaptıkça karnıma ağrılar giriyordu ama bir şekilde bu konudan bahsetmem gerekiyordu.

Mart 8, 2022 - 14:53
Mart 8, 2022 - 21:22
 0
Arşiv 25 ( Mavi Masuma Yağan Kızıl Kin )

Açıkçası ne diyeceğimi bilemiyorum. Uzun zamandır bu yazıyı yazmak istiyordum ancak başına oturmaya cesaret bile edemedim şu vakte kadar. Konuyla ilgili araştırma yaptıkça karnıma ağrılar giriyordu ama bir şekilde bu konudan bahsetmem gerekiyordu. Normalde bu , Uygur soykırımını sansürsüz bir şekilde anlatan kurgusal bir öykü olacaktı ama bundan vazgeçtim. Yazdıklarımın bir faydası olmayacağı bilinciyle kahrolurken bu yazıda sadece hakikatlerden bahsetmeye niyetliyim. 

Çin'in Uygur Türklerine uyguladığı soykırım , araştıranları şeytanın yeryüzüne indiğine inandıracak cinsten. Adeta dünyanın en büyük hapishanesi konumda bulunan bölgede binlerce masum insan sırf ırkları ve dini inanışları yüzünden işkence görmekte ve hatta öldürülmekte.

Terörist olduğuna dair belgeleri imzalamadığı için tecavüze uğrayan kadınlar , gözleri önünde annesi ve babası öldürülen çocuklar , kendi din ve benliklerinde işkence yoluyla uzaklaştırılan binler var . 

2009 ' da Urumçi'de 200'e yakın Uygur Türk'ü kurşuna dizilerek infaz edildi.
2017'de inşaatları başlayan yetimhanelere ailelerinde zorla kopartılmış 500 bin çocuk yerleştirildi.

2 , sonrasında da sadece 5 sene bağımsız kalan Doğu Türkistan halkına uygulanan zulümlerden kurtulabilmiş kişilerinde anlattıkları kan donduran cinsten. 

Daha önce toplama kamplarında tutulmuş Kayrat Sumarkan yaşadıklarını şu şeklide anlatıyor ;

"Sorgulama sırasında ağır işkenceler gördük , ufacık hücrelerde çok sayıda insan bir arada tutulduk ve kimilerini intihara sürükleyen Komünist Parti rejiminin acımasız uygulamalarına maruz kaldık."

Bedenlerini saran ve hareket etmeleri durumunda acı çekmelerine sebep olan sandalyelere zincirlenip günlerce sorgulanan insanlar ayaklarına bağlanan 5 kiloluk prangalarla , daracık ve penceresiz hücrelerde 40 ' a varan sayıda kişiyle zorla tutuluyor.

Her aileye yerleştirilen  ve en ufak bir hatalarında onları fişlemekle görevli Çinliler var. Uygur kızları Çinli bir erkekle evlenmek zorunda. Sokaklarda adım başı polisler var ve sıkı denetimler uygulanıyor. Camiler yıkılıyor ve kişinin dini inancını ve ırkını belli eden en ufak şey hapis cezasına sebebiyet veriyor. 

BBC'nin Uygur toplama kamplarına yaptığı ziyarette arka plandaki kişilerin yüzlerine bakın. Bu detayı fark ettiğimde iyice kahroldum. İnsanlar gülmek zorundalar adeta kameralara karşı. Sonuçta ağlamaları durumunda bile cezalandırıldıkları bir zindandan kastediyoruz.

Çin , geçmişin kini ve ucuz iş gücüyle paranın hırsıyla günümüzde bir insanlık suçu işlemektedir. Tüm bu olanlara rağmen BM'nin Uygur soykırımına son vermesi adına Çin' e yolladığı mektupta bir tane bile İslam ülkesinin imzası yer almamaktadır. Türk basını da Uygur soykırımından bahsetmemektedir. 

Tüm bu yaşananlar insanlık için büyük bir utanç kaynağıdır. Çin , Uygur halkına yaşamayı bile çok görüyor ve bir ırkının kökünü kazımaya çalışıyor. 

Akıttıkları kan mavimizi kirletirken de biz çok da bir şey yapamıyoruz.  

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Garip "Kalbimde de duyulan budur zaten , huzura hasret biriyim ben. Bir garip şairim ben."