BÜYÜ

Yaşamdan keyif almayı hepimiz istiyoruz. Son yaşadığımız dönem bunu biraz azaltmış gibi. Daha doğrusu yaşamdan keyif almak için alışkanlıklarımızı yeniden gözden geçirmek gerekiyor. Dünü anlamaya çalışıp, bugüne ışık tutmak için öznel, samimi bir deneme yazısı.

Ağustos 3, 2021 - 20:12
Ağustos 3, 2021 - 20:12
 0
BÜYÜ
Hayat başlangıcı baharda

Yaşadığınızın nasıl farkına varırsınız?

Ama doya doya….

Bir şişe içmiş de sarhoşluğun verdiği bütün memnuniyeti hücrenizde hissedercesine…..

Hayallerinizdeki sevdanın tam göbeğinde mutluluktan başınız dönerken…..

Hiçbiri veya hepsi….Siz nasıl yaşam mutluluğunun zirvesinde bulurdunuz kendinizi? Bu soruyu sorun? Ya da sormayın, bekleyin geldiğinde sabitleyin beyninize. Ve ömür defterinize büyük, kalın, renkli, puntolarla nakşedin!....

Ruhumun duyduğu hazzı her gün zirvede tutmaktan vazgeçemiyorum. Hayat günlüğümde böyle sabit sayfalar var. Sosyal iletişimlerinizde yıldızlayıp kolay ulaşılabilen bir görsel gibi işlevi olmasa da en sıkıntılı zamanlarımda hatırlamak dibe batmamı önlüyor.

Çocukluktan bir manzara. Erken kaybettiğim ciddiyeti ve mesafesiyle nam salmış bir yakınımı en sinirli ve telaşlı anlarında söylediğim bir söz veya yaptığım bir davranışla suratına tebessüm oturtmak…. Etraftaki bütün insanları gergin zamanlara maruz kalmaktan kurtardığım, o an…. Birden etrafta kahkahalar duyulması, adeta kelebekler uçuşması…

Üniversite son sınavlar, mezun olup olamayacağımı bilmeden geçirdiğim günler sonunda okul duyuru levhasında mezun olan on beş kişinin arasında vesikalık fotoğrafımı ve ismimi gördükten sonra eve dönüş yolunu yürüyerek kat ettiğm, Beykoz Çayırı…. Yüzüme vuran ılık rüzgarda yeşil çimenlerin bir ahenk içinde birlikte beni selamlayan hareketleri…. Tabiat benim için raksediyordu.

Boğazda şehir vapurlarıyla seyahat eden iki kız çocuğu ve bir baba… Çiçek desenli basmadan ev yapımı aynı elbiseler ve üzerinde çarşı malı farklı renkte triko hırkalar….Ellerinde simit… Güneş ve deniz manzaranın fonunda mutlu ve huzurlu….

Sahnede taze bir kan, bülbül gibi dökülüyor kelimeler… Hazırda bulunanlar mest bir halde gözlerini ve gönüllerini bu genç ruhla bir nehirde akıtıyorlar. Hayret ki bu loş aydınlık gökkuşağı renginde ışıldayan zemini fark etmemizi engellemiyor. Çeşitli yaşlarda kadın erkek bir ruhta! Ve sizin duyduğunuz his bu manzaraya vesile olmak. Hayat treninden geçip giden nice insanlardan birini farketmek, ışıldaması için bir fiske vurmak. İşte ondan sonra dağılan peri tozunu seyretmenin keyfine diyecek yok.

Önceden kitaplar, belki bir tiyatro, belki bir film alır götürürdü benden beni. Şimdi bu salgın hastalığın mecbur kıldığı zorunlu ikametgahımızda geçen günlerde çeşitli cihazlarımızla açıldığımız dünyada beynimize sabitleyeceğimiz görsele nerden ulaşıp, nerden bulacağız? Beynimiz şükür ki kolay mekanizma!... Tebessüm ediyorsunuz, otuz saniye sonra mutlu olduğuna ikna oluyor.

Filmlere saldım kendimi. Mutlu olmak isteği içgüdüsel. Benim sorunum bunu durduramamak. Kore dizilerini keşfettim. Vazgeçilmezim oldular. Kolay kolay filmin teknik ve senaryo detaylarını atlayarak akışa kendimi kaptırmam. Bilmediğim bir dil olmasına rağmen yakında Korece konuşacak hissine kapılmama kendim de şaşırıyorum. İngilizce öğrenme çabalarım uzun zamandır var. Filmleri buna aracı yapmama rağmen kaplumbağa hızından daha iyisini başaramadığımı itiraf ediyorum. Altyazılarla takip ettiğim filmlerin doğu kültürü bana uygun gelmiş de olabilir. Öteden beri farklı kültürlere ama öncelikle doğu kültürüne sempatim var. Bencilce tüm dünyanın aynı köklere ait olduğunu düşünüyorum. Bir kelimede, bir davranışta, bir duyguda ortaklıklar bulmaya o kadar hazırım ki!...

Ne senaryo, ne teknik umurumda değil. Üstelik film de değil dizi… Her bölümünde farklı duygu zirveleri yaşatmayı başaran bu filmler ; kitap okutmayı, dünyanın gidişatı ile ilgili komplo teorilerini, inanışla ilgili algı araştırmalarımı, ev işlerinde hijyen çalışmalarındaki zaman aralıklarını hepsini etkiledi, unutturdu.

Masala her yaşta muhtacız. Film sahneleri inanılmaz duygu serüvenleri yaşatıyor. Büyülenmiş gibi etki alanlarından sıyrılmak istemiyorum. Bizim beyinlerimizi esir almaları için ne güzel bir yol!... Üstelik hayat kitabıma sabitleyeceğim manzaralar o kadar çoğaldı ki, hazzı artırmak için kendiliğimden en kilit noktada bırakıyor, hazzı erteliyor, ve tüm alet edavat ve ruh halimle tam hazır olduğumda ekran karşısına geçiyorum. Evet bu anlattıklarım başka ne olabilir ?

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

GÜMÜŞ SÖZ Sözün gücünü farkedeli epeyce yol aldık hayatta. Tadımız, tesellimiz, yoldaşımız, yârenimiz ve daha niceleri oldu söz benim için. Sözlerle dolu nice kitaplar.... İnsanoğlunun en değerli buluşu herhalde sesi söze, sözü yazıya dökmek....Sahibinin zerresi kalmamışken dünyada sözü yolculuğuna devam eder. Öyle bir sözdür ki o, doğduğu dilin gücünü yansıttığı ölçüde ömrü devam eder. Sözün gücüyle ruhlar inşa etmeyi isteyenlerin paylaşım mecraları bulmaları ne güzel şans!...