Evliyim Ama Müsaitim

Ekim 15, 2025 - 23:14
 0
Evliyim Ama Müsaitim

Günümüz dünyasında bazı kadınlar, sosyal medya aracılığıyla verdikleri sessiz ama güçlü mesajlarla âdeta görünmez bir ilan panosu açıyorlar:
“Evliyim ama müsaitim.”

Bunu her zaman açık saçık pozlarla yapmaları gerekmez. Bazen sadece buğulu bir bakış, abartılı bir makyaj ya da filtrelerle parlatılmış bir portre bile bu mesajı taşır.

Dudakların büzülüşü, baygın, flu bakışların ardındaki davetkâr hava, parmak uçlarını dudaklarının arasına alarak erotik bir çağrı… Böyle bir portre fotoğrafı bazen bikinili bir fotoğraftan daha fazla çağrı barındırır.

Bazen de yazdıkları ile sevgili aradıklarını ima ederler. İma etmek ne kelime açık açık söylerler takipçileri olan erkeklere.

Kimi zaman kırmızı bir ruj ve elbise ile ''Bugün günlerden kırmızı, gel sevgili bul beni'' kimi zaman da “Mutluluğu hak ediyorum, şu anda çok müsaitim” diye yazarak adayları davet etmek.

Hatta "Çok yalnızım birisine ait olmak istiyorum hayatımda keşke birisi olsa" yazarlar takipçilerine açık açık. Üstelik profillerinde hâlâ "Evli" yazmaktadır. Artık nasıl bir erkek ile evlilerse......

Erkek takipçi sayıları binleri bulan bu kadınlar, evli olmalarına rağmen hâlâ “piyasada” olduklarını hissettiren bir enerji yayarlar. Bu durum, izleyenlerin zihninde kaçınılmaz olarak şu soruları uyandırır:
Evli bir kadın neden hâlâ bekâr enerjisi yayar?
Neden evlilikten sonra da erkekler tarafından beğenilme arayışını sürdürür?

Feminist çevrelerin bakış açısına göre kadınlar özgür bireylerdir; paylaşımlarında eşlerinden izin almak zorunda değildirler. Modern dünyanın “eşitlik” söylemleri, bu tavrı doğal ve meşru gösterir. Kadın isterse binlerce erkeğin beğenisine kendini sunabilir; bu onun en temel hakkı olarak görülür.

Ancak bu noktada erkeklerin sesi giderek kısılıyor. İtiraz edenler, “özgüvensiz”, “baskıcı” ya da “zorba” olmakla yaftalanıyor. Modern dünyanın değerleriyle yoğrulmuş birçok erkek, bu suçlamalar karşısında geri çekiliyor. Çünkü çoğunun hayatında sağlam, kararlı bir baba figürü yok. Kendi babaları da benzer baskıların gölgesinde şekillenmiş, sessizleşmiş insanlar… Böylece nesiller boyunca erkeklik örüntüleri çözülüyor; erkek çocuklar maskülen bir duruş görmeden büyüyor.

Ben ise eski bir anlayışın temsilcisiyim. Geri kafalıyım. Genç neslin tabiri ile "Mağara Adamıyım"

Benim için evlilik bir sözleşmeden fazlasıdır.
Bir bağlılık, bir teslimiyet, bir sorumluluk ağıdır.
İki insanın yalnızca aynı evi değil, aynı onuru paylaşmasıdır.

Eğer evli olsaydım ve eşim, sosyal medyasında “Evliyim ama müsaitim” tarzında paylaşımlar yapsaydı
"Çok yalnızım kendimi birisine ait hissetmek istiyorum"
"Hayatıma alacağım sevgili bu özelliklerde olmalı ki rahatımı bozduğuma değsin"
diye yazsaydı bu benim için yalnızca bir kırılma olmazdı; tiksinti duyduğum bir kopuş olurdu.
Çünkü sadakat, görünmez ama en sağlam bağdır.

Ne yazık ki günümüzde bu tür tavırlara karşı çıkan erkekler, yalnızca toplumsal değil, kimi zaman devlet eliyle de baskıya maruz kalıyor. Eşinin davranışlarına sınır çizmeye çalışan koca, “tehdit” ya da “hakaret” suçlamalarıyla cezalandırılabiliyor. Böyle bir atmosferde birçok erkek kabuğuna çekiliyor; zamanla pısırıklaşıyor ve oğullarını da aynı şekilde yetiştiriyor. Maskülenlik sönümleniyor, aile içi dengeler bozuluyor.

Ben kendi adıma söylüyorum: böyle bir kadını hayatımda istemem
“Evliyim ama müsaitim” diyen bir kadını sevmem.
Hatta ondan tiksinirim.
Çünkü ben hâlâ bir kelimenin, bir duruşun, bir sadakatin peşindeyim.
Yanımda duran kadının gözleri sadece bana dönük olmalı, ve ben de yalnızca ona ait bakışlarda anlam bulmalıyım.

Çünkü herkes kendi değerleriyle yaşamalı. “Evliyim ama müsaitim” mesajı veren bir kadın, onu bu haliyle kabullenecek, değiştirmeye çalışmayacak bir erkek bulmalıdır.
Böyle erkekler elbette vardır… Belki de yolları, tam da orada kesişmelidir.

Benden uzak.....

Ben ise hâlâ mağaramdayım.
Yalnız değilim, sadece kendi yankımı dinliyorum.
Mağaram kışın (sıcak olmasa bile) ılık, yazın ise serin oluyor.
Ve mağaramdan, benim gibi eski kafalı olan herkese selamlarımı gönderiyorum

Yazan
Korhan KÜLÇE

Tepkiniz nedir?

Beğen Beğen 0
Beğenmedim Beğenmedim 0
Sevdim Sevdim 0
Eğlenceli Eğlenceli 0
Sinirli Sinirli 0
Üzgün Üzgün 0
Vay Vay 0
Korhan KÜLÇE Ben; Kelimelerin sessiz ama derin gücüne erken yaşlarda kulak veren; fakat bu çağrıyı kaleme dökmeye ancak yıllar sonra cesaret eden bir anlatıcıyım. Çocukluk ve gençlik yıllarımda sözcükleri biriktirdim; kimi zaman defterlerin kenarına, kimi zaman zihnimin sessiz koridorlarına notlar düştüm. O yıllarda yazmak, bir eylemden çok bir bekleyişti, zamanla demlenecek bir içsel dilin hazırlığıydı. Yaşamın dönemeçlerinde sessizce biriken gözlemlerim ve iç konuşmalarım, sonunda kelimelere dönüşecek olgunluğa erişti. Yazıya geç başlamam bir gecikme değil, anlatacaklarımın derinleşmesine vesile olan uzun bir iç yolculuktu. Kalemimden dökülen metinlerde bu yolculuğun izleri açıkça hissedilir: kelimelerim acele etmez, duygularım yüzeyde gezinmez; her cümlem, yıllar boyunca içimde taşınmış bir düşüncenin ağırbaşlı yankısıdır. Benim dünyamda zaman yavaşlar, sesler usulca belirir; okur, hem kişisel hem evrensel bir anlatının kıvrımlarında kendi yolunu bulur. Kitaplarım… Onlar, içimde uzun yıllar sessizce yankılanan seslerin kâğıda bürünmüş hâli. Bir gecenin ortasında fısıldanan bir cümleden, bir sabahın ilk ışığında doğan bir düşünceden süzülüp geldiler. Her biri kendi zamanında, kendi mevsiminde yazıldı. Kimi bir yağmurun ince sızısıdır, kimi bir rüzgârın taşıdığı uzak bir hatıradır. Kelimelerimin arasından geçerken, belki kendi hikâyene benzeyen bir yankı duyarsın. Çünkü ben yazarken çoğu zaman kendime değil, sessizce bekleyen o görünmez okura seslenirim. Kitaplarım, yalnızca satırlardan ibaret değildir; onlar, kalbimin sakladığı seslerin, yıllarca konuşmayı bekleyen duyguların suretleridir. Ben sustukça onlar konuşur. Ben geçtiğim yerlerden uzaklaşsam da, onlar orada kalır, kelimelerin vefalı bekçileri gibi. Kitaplarım; Defne'nin Hikayesi - Fethiye'nin Sırları ve Kayaköy'ün Fısıltıları Elif'in Hikayesi - Gölgedeki Kadın Ece'nin Hikayesi - Güneşin Gölgesindeki Sır Alice'in Hikayesi - Küçük Bir Kalbin Yolculuğu Özlem'in Hikayesi - Zeytin Gölgelerinde Bir Tohum Farklı Hayatlar, Farklı Hikayeler İlişkiler Hakkında - 1 Biri Görür, Öteki Hisseder - Şiir Kitabı Sen de Haklısın Korhan KÜLÇE