Her şey biraz sen

1.BÖLÜM

Kasım 30, 2021 - 22:00
Kasım 30, 2021 - 22:00
 0
Her şey biraz sen

Sıradan denilebilecek bir hayata Sahibim. Hattâ çoğu insanlara göre Çok sıkıcıyım. 
Duygularımla değil Biraz mantığımla haraket etmesini Seven, erkeklerin mantıken uzak Durduğu bir kızım. Öyle prensesler Gibi büyümedim.

Ya da diğer kızlar gibi kabarık Elbiselerle dans etmek gibi Hayallerim olmadı. 

Ya da beyaz atlı prens'e ihtiyaç Duydum. Hattâ bunların kızların Uydurdukları şeyler olduğunu Düşünüyorum. 

Bunları düşünen kızların Hayatlarında bazı şeylerin eksik Olduğunu ve bu eksiklikleri bu Hayallerle kapatmaya çalıştıklarını Ve böyle büyüdüklerini Düşünüyorum. 

Belki saçma bir düşünce ama ben Böyle düşünüyordum. Ya da böyle Olmak istediğim için böyleydim. Ama beni tanıdığınız zaman hak Vereceksiniz. 

Birbirini takip eden rutin şeylerim, 
Kendimi yapmak zorunda Hissettiğim görevlerim, derslerim Aldığım puanlar ve girdiğim sınavlar Benim hayatım bunlardan ibaretti. Bunlar yaşıtlarıma göre Saçmaydı. Ama ben mutluydum. 

Her sabah uyanıp gözlerimi açıp penceremin kenarındaki kuşlarıma gülümser, bahçemdeki bitkiler ve çiçeklerlere selam verip ufak bir sevgi gösterisi yapıp sonra dedemle kahvaltı yapmak için mutfağa geçer,O en sevdiğim portakal suyumu ve kendi hazırladığım kahvaltımın tadını çıkarırdım. 

Ve yine bir okul gününe
uyanmıştım. Yüzümü yıkayıp kahvaltımı yapıp okul için hazırlanıp evden çıkacaktım ama dedemle masada sohbet edemediğimi fark ettim. Gece uykumu iyi alamadığımdan sabah geç uyanmıştım. onunla kahvaltı sofrasında sohbet etmeye bayılırdım.

Bazen tatlı tatlı didişmeyi, onu az da olsa kızdırmayı, sonra bana kıyamayıp gülümseyip geri adım atmasını tüm bunları çok seviyorum.

Hattâ onu güldürmek için  şirinlikler dahi yapardım. 

Ama bu sabah malesef bunlar olmayacaktı. Eşyalarımı toplayıp hemen evden çıkmam gerekiyordu. 

Ayakkabılarımı dolaptan çıkarıp kapının önüne bıraktıktan sonra odamdan çantamı alıp koşar adım evden çıkacakken Arkamdan dedemin seslendiğini duydum ama geç kalıyordum. 

"Özür dilerim dedeciğim, acil çıkmam gerek. 

Okulum çok uzak değildi. Bir taksiye binip gidecektim. Evim okula çok uzak olmadığı için taksiyi kullanıyordum. 

camdan dışarı seyretmeye başladım. Bu yapmayı en sevdiğim aktivitelerden biriydi. 

Ha bu arada kendimden bahsetmeyi unuttum. 

Ben ???????????????????????? ????????????????????. 

okulun çalışkan kızı, dedesinin tek varlığı, hayatında hep bir hedefi olan akıllı bir kız.. 
Babam ve annem ben küçük yaştayken vefat etmişlerdi.

onlarda hep şuan olduğum gibi olmamı isterlermiş dedem hep öyle söyler. Ve hep başarılı bir mühendis olmamı istermiş. Tabi bunun için daha uzun bir yol var. 

Bu arada okula yaklaştım taksiden inip koşturarak kaldırımdan karşıya geçerek okula girdim.

kendi sınıfıma gidip içeriye hocadan önce kıl payı girmiştim. Öğrencinin geç kalışını hiç bir öğretmen sevmezdi. Allahtan ki geç kalmamıştım. Ve İlk dersimiz an itibariyle başlanmıştı. Ders,edebiyattı. 

Edebiyat dersini severdim. Ama dersin hocası ile aramızdaki ilişki biraz farklıydı.

Diğer öğretmenlerimin beni sevdiğini biliyordum bunu sözleri ve mimikleri ile belli ediyorlardı. 

Ama bunu edebiyat hocamız için söyleyemeyecektim.

"herkes yerine otursun, oğlum o nasıl saç biraz öğrenci gibi olun yahu."

Ben en önde oturan okulun çalışkan kızıydım. Ve sınıfımın tek burslu olan öğrencisiyim. okuduğum okul çok pahalı bir özel bir okuldu. Yalnızca seçili ailelerin seçili olan çocukları için olan bir okul ve ben buraya sınavı kazanarak gelmiştim.

Buradaki her öğrenciden puanlarım daha yüksek ama onlar şehirin önde gelen ailelerinin çocuklarıydı. 

"Kumsal tahtayı sil kızım."

"tamam hocam."

"Yeni konuya geçiyoruz bugün yaz başlığı kızım."

Gösterdiği kısmı tahtaya yazdım. 

Ben yerime oturduktan sonra hoca tahtaya bir örnek şiir yazıp onu bizden yorumlamamızı ve şiirin kime ait olduğunu sordu. Tabi yine sınıfta benden başka parmak yoktu. Bu duruma artık alışmıştık. Hoca sınıfa biraz daha göz gezdirince kimseden parmak kalkmayacağını anladı. 

Bu durumda tek ben kalıyordum. Ama tahtaya çıkan kişi de ben değildim. 

Hocamız her zamanki gibi benim çıkmama müsaade etmemişti. bu adam biraz tuhafdı. Ama bana karşı neden böyleydi bilmiyorum. 

İlk ders bitti ve ve sınıftaki çoğu öğrenci gibi bende kendimi dışarı attım. 

Okulun ilk günü o kadar sıkıcıydı ki benim çok arkadaşım da yoktu. Genelde tek kalıp kafa dinlemeyi severim. Çünkü buradaki öğrenciler ile güzel bir iletişimin olması mümkün değildi. Çok farklı olduğumuzu düşünüyorum. 

Yalnızca bir arkadaşım var. biraz deli dolu adı gizem, üç yıldır beraberiz benim her anımda yanımda olan
Neşesi ve enerjisi ile hayatıma renk katıyordu. Arada beni kızdırsa da onu çok seviyordum. Bu zamana kadar ki en yakın arkadaşımdı. 

Karakterlerimiz çok farklı ama iyi anlaşırız. Benim enerjimi hep o yükseltir. Bende onun bazı konularda, düşünmesi gereken konularda onun yanında olurdum. 

ama o benden biraz farklı, dış görünüşe önem veren, şatafatlı bir hayat seven, okulda ve sosyal medya üzerinde dikkat çekmeyi seven bir insan.

biraz da fenomen olma çabaları içinde bu aralar. 

İkinci Ders zili çaldı. Ve sınıf yolunu tuttuk. Herkes sınıftaydı kimisi bir şeylerle uğraşıyor, kimisi arkasındaki ile sohbet ediyordu.
Kimisi ise öylece Hocanın sınıfa girmesini bekliyordu. 

Anlayacağınız herkes bir şeylerle meşguldü. 

Sınıfın içi sesli ve gürültülüydü. kimsenin kimseyle ilgilenmediği bu ortama tüm dikkatleri üzerine çekecek bir şey oldu. Neredeyse tüm sınıfın başını kaldırıp bakacak kadar. 

kapı çalındı ve içeriye uzun boylu çoğu kızın gözünde ultra yakışıklı, havalı, belalı bir tip olan bir çocuk girdi. Uzun boyu ve geniş omuzları ile baya dikkat çekiyordu. Evet bu doğruydu ama en dikkat çeken özelliği ise özgüvenli o dik duruşuydu.

Bu sözcükler bana değil gizem'e aitti. Bahçede o gördüğü çocuktu. Sınıfa gelene kadar çocuğu anlatıp bu şekilde tanımlamıştı.

????????????????â ???????? ???????????????????? ü????????????????????????????????. ???????????????????????????? ???? ????????????????????ı????ı????ı ????ö???????????????????????? ????????????ı????????ı. 

Çocuğun görünüşü buradaki erkeklere göre daha heybetliydi. Ve daha uzun boyluydu. Bence Basketbol ile ilgilendiğine emindim. 
Saçları ve teni kumraldı. 
Ve tenine eşlik eden mavi gözleri ile gerçekten kızların dediği kadar varmış. 

Herkes çocuğu süzdükten sonra büyük adımlarla sınıfta kendisine bir yer aradı. 

Hiçbir şey söylemeden en arka sıraya geçip oturdu. Hoca hâliyle şaşırıp sordu.

"oğlum bu ne saygısızlık sen kimsin, yeni öğrenci felan mı?"

"evet hocam yeni öğrenciyim dedi."

rahat bir tavırla konuşuyordu. 
???????? ö????????ü???????????? ???????????????????????????? ???????????????????????????????????? ????????????????????? 

"koca adam tanıt o zaman kendini."

rahat bir şekilde ayağa kalkıp;

"adım rüzgar on dokuz yaşındayım artık bu okuldayım."

Sınıftaki kızların ya ne kadar yakışıklı, neden bu okula geldi ki, sevgilisi var mı acaba soruları duyuyordum.
Nasıl bu kadar meraklı olabiliyorladı. Ve çekinmeden böyle sorular sorabiliyorlardı. 

Kızların bakışlarını fark etmiş olmalı ki yüzünde egosunun tatmin gülüşleri vardı. 

Arkama dönüp baktığımda göz göze geldik. Ve benim resmen dibimden geçmişti. 

Göz göze geldiğimiz an pişkince gülüp yanımdan geçti. Ben ise Hemen önüme döndüm. hiç hoşlanmazdım böyle tiplerden. 

Zil çaldı ve hoca beni yanına çağırdı,

"kızım bu yıl bilim kurgu projemize seninde ekliyorum.senin ultra zekana arkadaşlarının ihtiyacı var."

???????????????? ???????????????? ???????????? ş???????????????????? ???????? ???????????? ???????????????????????? ç????????ış????ış????ı ????????????????????????????ı???? ????????????... 

Bu projenin öğrenci dosyasını doldurup Müdür yardımcısının odasınına bırakmamı istedi. Odanın önüne geldiğimde hoca odasında yoktu.

Mecbur beklemek zorunda kaldım. Ders zili çalmış herkes sınıflarına girmişti bile. O sıra edebiyat öğretmenimiz zeynep hoca ile karşılaştım. 

"merhaba kumsal ne bekliyorsun burada?"

"hocam koray hoca bu dosyayı müdür yardımcısına bırakmamı istemişti. Ama odasında yok siz gördünüz mü?"

"en son müzik odasında koroyla ilgileniyordu, oraya bak istersen." 

"çok teşekkür ederim hocam." 

Zeynep hoca tebessüm ederek ayrıldı yanımdan bende müzik sınıfına bakmaya karar verdim. Kata çıktığımda merdivenin başında durdum.

Ama bir aksilik vardı. Bu katın elektiriğinde bir problem vardı. Sadece koridorun sonunda bir lamba yanıyordu. Ve ben koridorun başındaydım. Haliyle karanlıktı. 

Tam merdivenlere yönelip gidecektim ki, ayaklarım buna engel oldu. 

Beni durduran şey, gelen sesdi.Bu bir gitar sesiydi. O an sesin nereden geldiğini anlayamadım. 

Sonrasında sesin geldiği yöne yöneldiğimde hocanın içeride olduğunu anladım. arada müzik odasında böyle şarkılar söylerdi. İşine aşık bir adamdı. Mesleğini icra etmekten gurur duyardı. Bir çok projeye öncülük etmiş Bazen açık havada bahçede neşeli şarkılar söyleyip yaz ayını daha canlı yaşardı. 

Onu rahatsız etmemek için gidecektim ki o an şarkıya giriş yaptı.

???????????????? ???????????????????????? ????????????????????????????ı???? ???????????????????? ????????????????????????????????.
???????????????????????????? ???????????????? ????????????????????????ı???? 
???????????????????????? ???????????????? ????ü????????????

???????????????????????????????????? ???????? ????????????????????????ı????. 
Ö???????????????? ????????ğ????ş????????????
???????????????????????????? ????????????ı????????????ı???? ????????????
???????????????????????? ???????????????? ????ü????????????. 

Şarkının neden nakarat kısmından başladığına anlam veremedim. Ya da ben nakarat kısmına denk gelmiştim.  Ama benim burada beklediğimi görmesini istemezdim. Çünkü burada durup  dinliyordum. 

şarkının devamınıda dinlemeyecektim. Çünkü gerçekten beni fark etmesini istemiyordum. Buraya özellikle gelmişim gibi olacaktı.

Bu düşüncem saçma gelebilir ama okuldaki çoğu kız ona hayran olduğu için beni de o kızlardan zannedebilirdi.

Dosyayı bir ders sonra da verebilirdim. 

Ama halâ buradaydım. Çünkü şarkıyı bitirdiğini düşünmüştüm. 

Şarkı'nın sonlarına geldiği zaman onu bekleyip dinlediğim için kendimi tuhaf hissettim. Ve gitmeyi düşündüm. arkamı dönüp geldiğim yoldan dönecektim ki karşımda duran adının rüzgâr olduğunu duyduğum yeni çocuğun sesini duydum. 
İçimden ???????????????????? ???????????????????????? ???????? ????ş???? ????????????. Demeyi unutmadım. 

Çünkü öğrencilerin genelde bu katta işi olmazdı.  

"sen o'sun bilgi yarışmasındaki kız."

Burada olduğumu nereden anladı?

"sen nereden biliyorsun beni"

"bende orada eski okulumla gelmiştim. ve sen okuluna zafer'i yaşatmıştın. Derslerin baya iyi olmalı."

"evet de bundan sanane!"

"tamam terslemene gerek yok. Bende bunu unuttun ondan peşinden geldim." 

Lambanın olduğu kısıma doğru sallayarak. Göstermişti. 

Elindeki benim fularımdı. en sevdiğim fularım. Onu kaybettiğim için çok üzgündüm. 
Neredeyse aramadığım yer kalmamıştı. Ama bulamamıştım. O nasıl bulmuştu. 

"onun sende ne işi var? Ver bana!" 

Şimdi anladım. O gün o okulda yanına oturduğum çocuktu. Ben yüzünü hatırlamıyordum. Heyecandan çok bakmamıştım bile. 
Ama o benimle konuşmaya çalışmıştı. Ve benim aklımda sadece yarışma olduğu için o an onu umursamamıştım. 

Tam ağzını açıp cevap vereceği zaman ben koşarak merdivenlerden aşağıya indim. 

Ve sınıfıma gittim. 

Gizem tam arkamda oturuyordu. Anladı bende bişeyler olduğunu arkadan dürterek sordu. 

"Kumsal, ne oldu?"

"bişey yok iyiyim."

Pek inanmasa da rahat bıraktı beni. Zil çaldı tenefüse çıktık ama ben hâlâ kendimde değildim. 

Gizem elindeki telefonla fotoğraf çekiyor, bir şeyler ile uğraşıyordu. 

Benim aklım hâlâ yaşadığım şey deydi. Benim hayatım klasik ve sıradandı bi aksiyonu yoktu,Adrenalini yoktu. o kızın ben olduğumu sonradan anlayabilir miydi? Aklımdaki sorular peşimi bırakmayacak gibi duruyordu. 

Çıkışta gizemle vedalaşıp taksiye bindim. Tabi yol boyunca bu günü düşündüm.eve girdiğimde anladım yorulduğumu ama mutfağa girip yemek yapmam gerekiyordu. 

Çünkü dedemle tek yaşıyorduk. Yemek görevi de bendeydi. Yaklaşık Bir saatte yaptım yemeğimi ve sofrayı hazırladım. 
dedem de yanıma geldi. 

"hoşgeldin balkanların en karizmatik dedesi"

"hoşbuldum mühendis kızım."

Arada bana böyle göndermeler yapar. 

Yemekler bittikten sonra ben bulaşıkları halledip odama geçtim.
ders çalışmam gerekiyordu. dedem de oturma odasında tv izliyordu. O sıra zil çaldı 

"ben bakarım."

Kapıyı açtım Gizem gelmişti. Dedem kim gelmiş demeye kalmadı Gizem içeriye girdi. 

heyecenlı bir şekilde okula yeni gelen çocuğu anlatıyordu. dedem duymasın diye zorla susturdum. Odama geçip kapıyı kapattım.

Gizem heyecanına devam ederek çocuğun nasıl yakışıklı belalı bir tip olduğunu hayranlıkla anlatıyordu. 

"Karanlıkta konuştuğu ve daha önce tanıştığı bir kız varmış bir yıl önce tanıştığı için kızın yüzünü hatırlamıyor ama her yerde bu kızı arıyor kumsal. 
Bide kızın bir emaneti varmış bu çocukta onu da vermek istiyormuş." 

"sen nereden biliyorsun? Diye sordum."

"kızım tüm okul bunu konuşuyor dedi. 

???????????????? ????ç???????????????????? ???????????? ????????????ı???? çığ????ığı????ı ????????????ı????. 

Neden bütün okul bunu konuşuyor.

"Ve kızla bir kez olsun konuşmak istiyormuş."

Ee ne vardı ki bunda bir şey olmamıştı ki  Sadece orada karşılaşmıştık. 

"çocuk şimdi o kendisinden kaçan kızı arıyor" dedi.

heyecanla tabi ben şok olmuş bir şekilde dinliyordum. 

Nasıl olurda herkesin dilinde olur neden bu kadar önemli diyordum içimden tabi Gizeme de anlatmamıştım o yüzden şimdi de bişey söyleyemiyorum. 

"çocuk kızı neden bu kadar arıyor anlamadım ama kafasında bir şeyler kurguladığı kesin."

"keşke o kız ben olsaydım."
Güzem'in nefes alıp kurduğu bu cümle bir daha yola artık dedirtti. 

Duyduklarıma resmen inanamıyordum, bu çocuk ne yapmaya çalışıyordu, o kızı bulunca ne yapacaktı. 

Bunları aklımdan bir an olsun çıkarmak istedim. 

Gece gizemle oturup başka konulardan konuşmayı başardım. Ama gizemin aklı hâlâ o çocuktaydı. 

Benim bu muhabbetten sıkıldığımı farkedince eve gitmek istediğini söyledi. Yarın görüşürüz dıyerek yolcu ettim içeri girdiğimde balkona çıkıp biraz hava almak istedim. Sonra dedemin seslenişini duydum. 

"Kumsal, kızım hava soğuk ne yapıyorsun balkonda?"
"hava almak istedim dedeciğim gireceğim şimdi."

Odama geçip üzerimi değiştirip dişlerimi fırçalayıp yatağıma girdiğimde gözlerimi kapattığım ilk an müzik sınıfının önünde yaşananlar gözümün önüne geliyordu.

Ve bunu düşünmeme kararı alarak gözlerimi kapattım. Ertesi gün bahçedeki kuşların sesiyle uyandım.

Penceremi açıp biraz hava aldım üzerimde bir ağırlık vardı ya da bir yük, anlam veremiyorum. Yatağımı toplayıp banyoya geçtim yüzümü yıkadım. sonra hızlı bir şekilde hazırlanıp mutfaktan bişeyler atıştırıp çıktım. 

Bugün biraz vaktim vardı karşı sokaktaki parkta biraz oturmak istedim. Çünkü ilkbahar mevsiminde ağaç da açan rengarenk çiçekler ve kokuları bana çok iyi geliyordu.

yanımdan küçük bir çocuk ve annesi geçiyordu, bir süre onları izledim çocuk haliyle biraz daha oynamak istiyordu ama annesi gitmesi gerektiğini söylüyordu. 

O an az da olsa hatırladığım annem geldi aklıma bende böyle ısrar eder miydim acaba anneme diye düşünceye daldım. sonra okul saatinin geldiğini farkına vardım. koşturarak taksi durağına gittim bir taksiye bindim. 

Koltuğa oturduğumda dedem aklıma geldi sabah uyanmamıştı ve bende hiç bakmamıştım. dedem benim tek varlığımdı. O yüzden hem kendimi suçlu hem de kötü hissetmiştim. 

Ama okula girmeden onu arayıp sesini duyarım diye düşünüp vicdanımı rahatlattım. Okulun oraya geldiğimde indim taksiden ve okula girdim. 

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Gizem akar Her şey biraz sen kitabı yazarı