Küçük kız çocuğu

Kız yeşermiş, atlatmış. Ve binlercesi...

Aralık 6, 2021 - 09:30
Aralık 6, 2021 - 07:36
 0
Küçük kız çocuğu

 Ölüm ile yaşam arasındaki incecik çizgide; ölümü düşleyen ama yaşamaya zorlanan bir kız çocuğu, 5 yaşında.

 Adı yok, anne-babası yok. Onu koruyan bir abisi, ağlayınca gözyaşlarını silen bir ablası yok. Kimsesiz, tek başına. Bir "sadece"den ibaret. 

 Belki de çoktan ölmüş. Ölmeden önce; görebileceği en büyük felaketleri görmüş, yaşayabileceği en büyük acıları yaşamış, o 5 yaşında bir kız çocuğu. 

 Sonra büyümüş. Ağlamış, yaşadıklarına ve yaşayacaklarına. 

 Belki sevmiş, sevilmek istemiş. Belki korkmuş, korkusunu gizlemiş. Kim bilir? Belki en büyük düşmanını, geçmişindeki küçük kız çocuğu olarak görmüş. 

 Ama savaşmış. Ölümüne savaşmış. Ve yaşamına savaşmış.

 Kimsesizliğiyle en yakın dost olmuş. En çok bu sıfatını sevmiş, "kimsesiz" . Ve en çok bu sıfatından nefret etmiş, "kimsesiz". 

 Öğrenmiş. Susmayı öğrenmiş, konuşmayı da. Gülmeyi öğrenmiş, ağlamayı da. Rol yapmayı öğrenmiş, kendisi gibi davranmayı da. Büyümeyi öğretmişler, acıları öğretmişler, yalnızlığı öğretmişler. Zamanla tüm acı veren duyguları öğrenmiş. Ama zorla, zorla öğretmişler.

 Gülmek istemiş, ağlamasını istemişler. Görmek istemiş, kör olmasını istemişler. Yaşamak istemiş, ölmesini istemişler. İstediği her şeyi engellemek istemişler. 

 Dayak yemiş, belki de her gece. Bir hayvan gibi eğitilmiş. Sayısız kez ölmüş, öldürülmüş. Ama büyümüş.

 Her duyguyu hissetmiş; ölümü, yaşamı, sevgiyi, nefreti, şefkati, acımasızlığı, merhameti, kırılganlığı…

 Her gün bir başkası olmuş. Bir gün kendini yaşlı bir kadın olarak görmüş, yorgunluğundan. Bir gün 5 yaşındaki küçük kız çocuğu olarak görmüş, özleminden. Bir gün ayakta duramayan, güçsüz ve yaşlı bir kadın olmuş. Bir gün tek bir oyuncak için ağlayan temiz ve saf kız çocuğu.

 Saflığını almışlar, kirlenmiş. Ağlayışlarını almışlar, gözyaşları içine akmış. Hıçkırıklarını almışlar, sesini kesmişler. Konuşmak istemiş, susturmuşlar. 

 Bir gün gerçekten büyümüş. Tüm kirliliğiyle, tüm gözyaşlarıyla ve tüm çığlıklarıyla bir savaş başlatmış. Bu savaş; çocukluğunu alanların, sesini alanların, tebessümlerini alanların yıkımı olmuş. 

 Ve büyümüş, "umut" olmuş. Ve yaşamış, "hayat"ın kendisi olmuş. 

 Ve ağlamış doyasıya. Ve gülmüş, gülmek en çok ona yakışmış. 

 Ve savaşmış, ölümüne. Ve kimsesiz olmayı çok sevmiş. Çünkü kimsesizliği ona galibiyeti getirmiş. Ama en çok kimsesiz olmaktan nefret etmiş, çocukluğunu aldığı için. 

 Yıkım, kötülerin yıkımı olmuş. Küçük kız çocuğu büyümüş, ve binlercesi. 

 Ve bütün çocuklara, kendileri olmalarını öğütlemiş. Umutları olmuş, hayatları olmuş. 

 Kız, yeşermiş, atlatmış. Ve binlercesi...

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Elifqunduz Bir insan en çok kendini sevince mutlu olur. Bu yüzden yazıyorum, okuyan herkesin kendisini sevebilmesi için...