İşte Son Böyle Başladı

Bazen kıyamet anını dışarıdan bir gözle, bambaşka bir pencereden izlemeniz gerekir.

Aralık 9, 2021 - 20:14
 0
İşte Son Böyle Başladı
Güneş ışınları sizce de yangına benzemiyor mu?

                         İşte Son Böyle Başladı

Sessiz, güneşli ve fazlasıyla normal bir gün başlamıştı. o evde de her şey normaldi. Kadın ocağa çorbayı koymuş, o kaynarken mutfağı toparlamaktaydı. Biraz zorunluluktan da olsa mutfak ona ait olan, kimsenin girmediği o yerdi. Her zaman buraya daha çok özenirdi. Yine de sağlıksız bir ilişkiydi, o ve mutfağı. Mutfak onun zindanıyken en azından akıl sağlığını korumak için tırnaklarını geçirdiği yerdi. 

Tezgahı silerken birden bir ses yükseldi dışarıdan. Daha önce duymadığı, var olabileceğini yeni öğrendiği en korkutucu sesti. Tiz, boğuk, derin, uğultulu, çığlık gibi... Azalıp artan gürültüsüyle birlikte tüyleri ürpermişti. Belki de izlediği üç beş filmden birinde bunun gibi bir ses vardı. Acil durum alarmı. Ama çok daha kötüsü olduğuna emindi. Eğer o filmdeki gibi bir şeyse içeride güvenli bir yerde durup kurtarılmayı beklemeliydi. Ama bu ses sanki: Kurtulma sansın yok. Zamanını ölüme hazırlanmak için harca, diyordu. İçinden tanrısından bağışlanma dileyerek pencereye yaklaştı kadın.

 İnsanlar sessizliğe gömülmüş ve sokaklara dökülmüştü. Neler olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Daha belki de birkaç saniye olmuştu hayatlar tepetaklak olalı. Sonra sessizliği çocuklar, bebekler, akıl hastaları bozdu. Ağlamalar, bağırmalar, titreme krizleri... Herkes endişeliyken gökyüzünde asılı duran parlak güneş tezatlığıyla anlamayı güçleştiriyordu. 

Tam o sırada çorba taştı. Ocak söndü. Kadının saldırıdan önce zehirlenerek, acı çekmeden ölecek olması az da olsa memnun etmişti çatıda ayaklarını sallandıran o oğlanı. Şanslı bir ölümü görmek iyi gelmişti. Ama kadının son anını izleyip onun için dua edemeyecekti. Çevik Bir hareketle kalktı. Merdivenlere doğru ilerledi. Alarm sesi sustu. Oğlan derin bir nefes aldı ve kazağını çekiştirdi. Ama durmadı. Devam etti. Yapması gereken şeyler vardı. Yeteri kadar hazırdı. Kıyameti getirecek kişi olmaya ne kadar hazır olunursa... Ama bu yetmeliydi o an. 

                     İşte son böyle başladı...

Sohbet zamanı:

Genelde apokaliptik hikayer, kıyamet kavramının iddialı duruşuyla yarış edemez. Bu yüzden de klişe halini aldığı olmuştur. Ama aşkı anlatmak, yalnızlığı anlatmak gibi kıyameti anlatmak da insanların vaz geçilmez temalarından olmuştur. Aşkı okumak ve aşkı yaşamak gibidir. Okurken de bir şeyler hissedersiniz ama yaşamak bambaşkadır bu konularda. Özellikle kıyameti deneyimlemediğimiz için daha da yüzeyde kalır anlatılanlar. Bu yüzden bu yazıyı paylaşmakta herhangi bir iddiam yoktur.

Bugün hava çok güzeldi. Pencereden şehre bakarken sokaktaki bir evden bir elektrikli süpürge sesi geldi. Sonra her şeyin mükemmelliği gözüme çarpınca bunu kağıtlardaki dünyamda bozmak istedim. Bu şekilde ortaya çıktı bu yazı da.

Sevgiler...

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

ex aliis mundi Zihnimde beliren şeyleri yazmayı seviyorum. Hala geliştiriyorum kendimi. Süreci görmek güzeldir. Benimle yazma sürecime eşlik edin.