Her Şeyi Bildiğini Sanan Kadının Kaybettiği Şey, Kadınlığı

Aralık 16, 2025 - 23:26
 0
Her Şeyi Bildiğini Sanan Kadının Kaybettiği Şey, Kadınlığı

Eril kadın, ilişkide eş aramaz;
bilinçsizce bir rakip yaratır.
Hayatı tek başına sırtlamaya alışmış olmanın gururu,
zamanla her şeyi kendisinin daha iyi bildiği yanılsamasına dönüşür.

Sorun güçlü olması değildir.
Sorun, bulunduğu her ortamda hükmetmemeyi zayıflık sanmasıdır.

Her konuda fikri vardır,
ama dinlemeye tahammülü yoktur.
Her şeyin en iyisini bilir,
ama bilmediğini kabul edecek kadar bilgisi yoktur.
Her işi yapar,
ama yapılana değer vermez.
Erkeğini yanına değil,
karşısına koyar.

İlişkide sürekli bir sınav açar:
“Ben mi daha iyiyim, sen mi?”
Oysa ilişki bir yarış değil,
iki insanın aynı yöne bakabilme becerisidir.

Eril kadın, erkeğin varlığını kabul eder
ama etkisini kabul etmez.
Onu adam yerine koyar gibi yapar
ama sözünü sürekli geçersiz kılar.
Sonra da şaşırır:
“Niye erkekler geri çekiliyor ve ben bir başıma kalıyorum?” diye.

Çünkü hiçbir erkek,
sürekli yetersiz hissettirildiği bir yerde
kalmak istemez.
Ve hiçbir ilişki,
tek kişinin aklıyla ayakta durmaz.

En büyük çelişki şudur:
Kontrol ederek güven arayan kadın,
aslında en çok güvensiz olanıdır.
Bilerek değil,
korkarak yönetir.

Ve sonunda yalnızlık gelir.
“Kimseye ihtiyaç duymuyorum” cümlesiyle süslenen,
ama içten içe
kimsenin kalmadığı bir yalnızlık.

Güç, her şeyi bilmek değildir.
Güç, bilmediğinde alan açabilmektir.
Bunu öğrenemeyen kadın,
ilişkide kazandığını sanırken
sevgiyle birlikte erkeği de kaybeder.

Yazan
Korhan KÜLÇE
13/12/2025

Tepkiniz nedir?

Beğen Beğen 0
Beğenmedim Beğenmedim 0
Sevdim Sevdim 0
Eğlenceli Eğlenceli 0
Sinirli Sinirli 0
Üzgün Üzgün 0
Vay Vay 0
Korhan KÜLÇE Ben; Kelimelerin sessiz ama derin gücüne erken yaşlarda kulak veren; fakat bu çağrıyı kaleme dökmeye ancak yıllar sonra cesaret eden bir anlatıcıyım. Çocukluk ve gençlik yıllarımda sözcükleri biriktirdim; kimi zaman defterlerin kenarına, kimi zaman zihnimin sessiz koridorlarına notlar düştüm. O yıllarda yazmak, bir eylemden çok bir bekleyişti, zamanla demlenecek bir içsel dilin hazırlığıydı. Yaşamın dönemeçlerinde sessizce biriken gözlemlerim ve iç konuşmalarım, sonunda kelimelere dönüşecek olgunluğa erişti. Yazıya geç başlamam bir gecikme değil, anlatacaklarımın derinleşmesine vesile olan uzun bir iç yolculuktu. Kalemimden dökülen metinlerde bu yolculuğun izleri açıkça hissedilir: kelimelerim acele etmez, duygularım yüzeyde gezinmez; her cümlem, yıllar boyunca içimde taşınmış bir düşüncenin ağırbaşlı yankısıdır. Benim dünyamda zaman yavaşlar, sesler usulca belirir; okur, hem kişisel hem evrensel bir anlatının kıvrımlarında kendi yolunu bulur. Kitaplarım… Onlar, içimde uzun yıllar sessizce yankılanan seslerin kâğıda bürünmüş hâli. Bir gecenin ortasında fısıldanan bir cümleden, bir sabahın ilk ışığında doğan bir düşünceden süzülüp geldiler. Her biri kendi zamanında, kendi mevsiminde yazıldı. Kimi bir yağmurun ince sızısıdır, kimi bir rüzgârın taşıdığı uzak bir hatıradır. Kelimelerimin arasından geçerken, belki kendi hikâyene benzeyen bir yankı duyarsın. Çünkü ben yazarken çoğu zaman kendime değil, sessizce bekleyen o görünmez okura seslenirim. Kitaplarım, yalnızca satırlardan ibaret değildir; onlar, kalbimin sakladığı seslerin, yıllarca konuşmayı bekleyen duyguların suretleridir. Ben sustukça onlar konuşur. Ben geçtiğim yerlerden uzaklaşsam da, onlar orada kalır, kelimelerin vefalı bekçileri gibi. Kitaplarım; Defne'nin Hikayesi - Fethiye'nin Sırları ve Kayaköy'ün Fısıltıları Elif'in Hikayesi - Gölgedeki Kadın Ece'nin Hikayesi - Güneşin Gölgesindeki Sır Alice'in Hikayesi - Küçük Bir Kalbin Yolculuğu Özlem'in Hikayesi - Zeytin Gölgelerinde Bir Tohum Farklı Hayatlar, Farklı Hikayeler İlişkiler Hakkında - 1 Biri Görür, Öteki Hisseder - Şiir Kitabı Sen de Haklısın Korhan KÜLÇE