GÜN DOĞARKEN
Bir tablo çizdim sabaha dair. Tuvalim için paletimde kardığım hiçbir renk tutmadı gökyüzünün renklerini.
GÜN DOĞARKEN
I
Sabah saat 6.00, henüz aydınlanmadı gökyüzü
Bir kuş sesiyle irkildim önce.
Bir horoz karanlığı yırtarcasına bağırıyordu.
Uzaktan, otobandan geçen araçların uğultusu
Bir köpeğin hırıltısı, bir martının çırpınışı...
Açtım gözlerimi, duyduğum sesler bir yana,
Geceyi yırtarcasına
Bir kızıllık kapladı karşı dağın üstünü.
Bambaşka bir tabloydu.
Önce kızıla boyadı dağ başını,
Yavaş yavaş açıldı.
II
Çok uzaktan geçen bir motorun sesi
Bu kızıllığa katıldı.
Derken açılan renk sarıda takılı kaldı.
Dağlar heybetli silüetiyle,
Meydan okurcasına yeryüzüne
Deniz sessiz,
Deniz durgun,
Deniz griydi.
Karşıdan gördüğüm Karşıyaka,
Griliğin içinde ışıklarla bezeli bir gerdanlıktı.
Pırıl pırıl parlayan,
Beni al, göğsüne tak dercesine bağıran.
Tekrar döndüm dağlara,
Parlak kızıllık
Kendini bırakmıştı
İnanılmaz renklerin kucağına.
III
Aydınlandı, aydınlandı ortalık.
Yine yeniden başlayan
Bir günün getirdiği aydınlık.
Birden en açık tonuna
Büründü doruklar renkleri.
Güneş ha çıktı ha çıkacak
O da benim gibi soluk ve bitkin.
Canlı renkler kaybolurken ufukta
Işıklar bir bir sönüyordu Karşıyaka'da.
IV
Deniz yine durgun,
Deniz yine sessiz,
Deniz yine yalnızdı sanki.
Ama içindeki balıkçı motorlarıyla,
Ağlara takılan balıklarla,
Her şeye inat yaşam tüm hızıyla
Sürüyordu deniz ve otobanda.
Evet çıktı çıkacak o büyülü aydınlık.
Şu an ufuk bembeyaz ve soluk.
V
Sancılar başladı; bu doğuş mutlaka olmalı.
Bir otobüsün sesi
Dağıttı bir an tüm dikkatimi.
Kuşlar, böcekler, martılar
Rüzgarın sesi, horozun müjdesi
Ve işte, işte güneş geldi.
İki kedi inatlaşırken
Bu sabah gün
Yine muradına erdi.
VI
Bir tablo çizdim sabaha dair.
Tuvalim için paletimde kardığım
Hiçbir renk tutmadı gökyüzünün renklerini.
Adım adım izlerken karşımdaki fırça darbelerini,
Birbiri ardına gelen o muhteşem renkleri.
Parlaklıktan sıyrılıp soluklaşan,
Soluklaştıkça olgunlaşan,
Ben geldim, işte buradayım,
Derken bile zorlanan,
Dakikalarca beni bu eşsiz tablonun
İçine hapseden o sıcaklık zorlandı.
VII
Şu an saat 6.45 ve tablo şimdilik tamamlandı.
İşte, güneş ağaçların yaprakları arasından
O parlak ve gizemli yüzünü gösterdi.
Ben geldim, işte buradayım dedi.
Yaşama, ölüme, her şeye inat.
İşte, yine ben geldim, dedi.
Ama bitmedi; devam ediyor.
Öyle bir tablo ki, gün battıkça
Yenileniyor.
Arınıyor belki tüm sancılardan,
Gebe kalarak yeni sancılara.
Müzeyyen
20.08.2019
("Mısra" isimli sanat kitabında yayımlandı.)
@eecstaticc
Tepkiniz nedir?