KAVUŞMA - Ali Tabakoğlu (İNCELEME)
"Umudun bittiği yerde, hayaller başlar..."

Bu bir Anadolu hikayesi, yurdumuz insanının hikayesi ve işte bu Hasan Öğretmenin hikayesi…
Kitabın daha en başında bizlere kısa bir özet geçiyorlardı; “genç toprak adamı, Anadolu insanı Hasan Öğretmen’in her şeye rağmen tükenmeyen umudunun hikayesi…” kocaman bir umudun sayfa sayfa işlendiği bir kitap olarak biz okuyucuların karşısına çıkıyor.
1970-80’li yılların Türkiye’sini, Anadolu insanını ve onların yaşayış biçimlerine gelecekten ışık tutuyor yazarımız. Ninelerimizin ve dedelerimizin anlattıkları ‘eski zamanlar’ kavramını “KAVUŞMA” eseriyle günümüze yansıtıyor adeta. Kitabı okumaya başladığınız anda elden bırakamayacağınız kadar akıcı bir dil ve üslupla karşılaşıyorsunuz, yer yer Anadolu şiveli konuşmalarla süslenmiş hikâye düzlemi sizi hikâyenin anlatıldığı yöreden biriymişsiniz gibi hissettiriyor.
Hikâyeyi konuşmalardan çok karakterlerin iç dünyasını yoğunlukta aktarmayı seçmiş, bu da yaşadığımız birçok şeyin aslında daha fazlasının içimizde yaşandığını da hatırlatıyor bizlere. Bir de karakterimizin hayat mücadelesinin ve hayallerinin arasındaki sevdasını bizlere en iyi şekilde aktarmayı başarıyor yazarımız, hele ki hikâyede geçen o güzel mektuplar…
Mektuplardan en çok beğendiğim ve tekrar tekrar okuyup bir kenara not aldığım kısmını da burada paylaşmak istiyorum.
“Kendi imkanlarımla sevdim seni. Ne bir şiir ne bir şarkı ne bir kitap da geçmeyen bir aşkla sevdim seni.”
Telefonların o kadar da yaygın olmadığı bir zaman diliminde yaşama isteği geliyor insana, neslimizin iletişim araçlarına olan ilgisi ne kadar arttıysa üslup ve saygısı da maalesef o kadar azaldı. Mektupların en yoğun iletişim aracı olduğu zamanlarda sanki insanımız saygılı, tertipli ve düzenliydi. Tarıma ve üretime olan bağlılık, yere bastığımız toprağın değerini bilen insanlardan bu hale nasıl geldik diye düşünmeden edemiyorsunuz.
Elektriğin olmadığı, suyun dere, ırmak ve kuyulardan çekildiği, tarlaların öküzlerle sürüldüğü o yıllarda öğretmen olma hayallerine sevdiğiyle beraber olma umudunun yer yer yeşerip, solduğuna tanık oluyorsunuz, içe kapanık bir çocuğun hayat yolculuğuna eşlik ederken bir yandan da o zamanın eğitim sisteminin iyi ve kötü yanlarını, zorluklarını ve kolaylıklarını okuyorsunuz adeta, kitapseverlerin 1 günde okuyup bitirebilecekleri muhteşem bir eser, kitaplığınızın rafına bu güzel esere de bir yer açmanızı tavsiye ediyorum.
Tepkiniz nedir?






