Arşiv 18 (Tesbihten Kelepçe)

Aralık 10, 2021 - 00:16
 1
Arşiv 18 (Tesbihten Kelepçe)

X : İnsanlar neden böyle ? 
 
Y: Nasıl yani ? 
 
X: Biliyorsun işte . Bariz bir gerçeği inkar etmeleri , inandıklarını iddia ettikleri inançlar ile sürekli çelişmeleri ama bunu belirtenleri düşman bellemeleri.  
 
Y: Cahillerden çok şey bekliyorsun. 
 
X: Bu cahillik gibi değil. Daha farklı. Kişi sanki  hakikati inkar ederken söylediklerine inandığı için değil de inanmak zorundaymış gibi duruyor çoğu zaman. Çeliştiğinin farkında olmasına rağmen inkardan vaz geçmiyor. Sanki biri ona silah zoru ile söyletiyormuş gibi ama arkasında kimse yok.  
 
Y: Anlıyorum. Bak senle bir deney yapacağız. Dışarı çık ve bahsettiğin kişilerden birini bul ve onla aynen bahsettiğin gibi sohbet et ama bir fark ile. Asla isim belirtme , yer ve ya zamanda. Sanki hayali bir evrenden bahsediyormuş gibi konuş . O hayali evrene önceden inkar ettiğin hakikatleri serp.  Yarın da buradayım . Gelip anlatırsın ne olduğunu. 
 
X : Pek fark edeceğini sanmıyorum ama denerim. 
 
                          * Ertesi gün* 
Y: E ne oldu. 
 
X: İtiraf etmeliyim ki çok garipti. Aynen söylediğin gibi , söylediğin şartlarda bir sohbet açtım. İlk başta benim gerçek hayattan bahsettiğimi söyleyip durdu. Bir süre uğraştırsa da onu hayali bir evren hakkında varsayımlarda bulunduğumuza ikna ettim ve anlatmaya başladım. Bu seferde konu ile alakasız sorular soruyordu ve sorularını sürekli , cevapları gerçek hayata dayandırılacak şekilde soruyordu. Çok uğraştırsa da bahsettiğin gibi hiç isim , zaman ve mekan belirtmeden bir şekilde cevapladım ve anlatmaya geri döndüm. Sürekli sözüm kesen o adam bir süre sonra sakince dinlemeye başlamıştı. Anlatacaklarım bittiğinde ise hiç beklemediğim bir cevap verdi. 
 
Y: Ne dedi peki ? 
 
X: " Haklısın" 
 
Y: Bu şahit olduğun şeye "Tesbihten Kelepçe" denir. 
 
X: Tesbihten Kelepçe' mi?  
 
Y :Buna tesbihten kelepçe denir. En samimi inançların bile bir kelepçesi vardır. Kullanılması ile kulu çepe çevre sarar. Elini değil zihnini kısıtlar . Kelepçenin sahibi bağladığı kişinin de sahibidir artık . Kelepçenin tutsağı çoğu zaman kaçmayı düşünmez bile . Aslında tesbihten kelepçe yoktur bir süre sonra. Sadece diz çökmüş , boyun eğmiş bir cahil ile boyun eğdiği efendisi vardır. İste buna TESBİDEN KELEPÇE DENİR ! 
 
X : Biraz daha açar mısın? 
 
Y: Dikkatini çekmiştir karşındaki kişi sürekli seni sınıflandırmaya çalıştı. Çünkü kelepçenin öğretileri siyah ve beyazdan ibarettir. Tesbihten Kelepçenin sahibi tutsaklarına şu emri verir. 
"Benim dediklerim iyi , demediklerim kötü. Benim emrim farz , onların sözleri günah . Benim sevdiğim yer cennet , onların sevdiği yer cehennem . Benim anlattığım din , onların ki kafirlik." 
Bu kelepçe yöneticilerin en etkili silahıdır. Çünkü kelepçeye vurulmuş kişinin çıkarı maddi değil manevidir. Bu da kişinin güç sarhoşu politikacılar tarafından sömürülmesini kolaylaştırır. 
 
İnsanlar maneviyat için yaşar. Bir kişiye yardımının en temel sebebi vicdanen seni tatmin etmesidir. Güzel bir söz söylemek vb. içindeki o bencil duyguların tatmini içindir. 
Tesbihten kelepçe ise insanın başta dini inançlarını kullanır , gözüyle göremediği tanrı için bir obje gösterir ve kişi nihayetinde manevi eylemlerle sağladığı manevi tatminin çok daha fazlasını maddi eylemler ile sağlanan manevi tatminde bulur.  
 
Yaptığın bu deneyde  kelepçenin etkisindeki kişi maddi eylem ile manevi tatmin için seni kullanmayı planladı. Efendisinin emri ile seni düşman belleyecek ve seni yenerek maddi zaferi ile manevi bir tatmin yaşayacaktı . Ancak sen ona hiçbir koz vermedin. Kafasının içine efendisi tarafından sokulmuş düzeneği tetikleyecek ne bir isim ne bir zaman ne de bir mekan verdin. Çok fazla uğraşsa da , denek senin düşman mı dost mu olduğunu anlayamadı ve bir anlığına da olsa kelepçenin etkisinden çıktı.  
 
Onu tesbihten kelepçe ile tutsak etmiş efendisini olmadığı bir evrende ilk defa hakikati kabul etti.  
 
X: N... Ne diyeceğimi bilemiyorum. Peki nasıl olacak ? Bu insanları nasıl o kelepçeden kurtaracağız. 
 
Y:  Dediğim gibi ; 
Buna tesbihten kelepçe denir. En samimi inançların bile bir kelepçesi vardır. Kullanılması ile kulu çepe çevre sarar. Elini değil zihnini kısıtlar . Kelepçenin sahibi bağladığı kişinin de sahibidir artık . Kelepçenin tutsağı çoğu zaman kaçmayı düşünmez bile . Aslında tesbihten kelepçe yoktur bir süre sonra. Sadece diz çökmüş , boyun eğmiş bir cahil ile boyun eğdiği efendisi vardır. İste buna Tesbihten Kelepçe denir. Gücünü bağnazlıktan alır. Bize ise anlatmaktan başka bir seçenek sunmuyor. 
 
Anlatacağız  
Anlatacağız 
Anlatacağız  

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Garip "Kalbimde de duyulan budur zaten , huzura hasret biriyim ben. Bir garip şairim ben."