Felsefe, Hayatın Yolu - Bölüm 2, Thales

Nasıl oldu da Thales bunları ve daha fazlasını keşfetti? Çünkü bakışlarını doğaya çevirdi. Artık mitlerle doğa olaylarının açıklanamayacağının farkına vardı. Gözlem yaptı...

Aralık 30, 2021 - 11:02
Şubat 9, 2022 - 11:09
 1
Felsefe, Hayatın Yolu - Bölüm 2, Thales

Çok heyecanlıydım, çünkü önümde beni bekleyen oldukça uzun bir yol vardı; M.Ö. 7. yüzyılda başlayıp ta günümüze kadar devam eden, hem de öyle dümdüz uzayıp giden değil, çetrefilli, bazen geri dönüşlü bazen bir anda uzun bir atlayış gerektiren, bazen de ara sokaklarında kaybolunulan bir yol. İlk karşıma çıkanlar Miletos Okulu Filozofları oldu; yani tarihin ilk filozofu Thales ve öğrencisi Anaksimandros ile Anaksimenes. İyonya Okulu olarak da anılan bu okul felsefe tarihinin ilk ekolüdür. Mitostan logosa geçiş bu filozofların düşünceleri sayesinde olmuştur.

Miletos Okulu ile başlayan Sokrates’e kadar devam eden döneme Naturalist Dönem, filozofları da Natüralist Filozoflar veya Pre-Sokratikler yani Sokrates öncesi filozoflar olarak anılırlar. Bu dönem filozoflarının ilgisi doğanın kendisinedir ve doğa ile ilgili tüm oluşumları yine doğa ile açıklamaya çalışırlar. Her şeyin kendisinden meydana geldiği ilk maddeyi bulmaya çalışmışlardır. İşte bu ilk maddeye, ilk ilkeye “Arke” denir. Temel soruları da “Arke nedir?” olmuştur. Arkeyi arama düşüncesinde ve bulmuş oldukları çözümlerde mitolojinin etkisi yadırganamaz.

Onlardan önce yani felsefi düşünme başlamadan evvel insanlar kendilerini, çevrelerini ve evreni anlamak için mitolojik düşünmeden faydalanıyorlardı. Ağaçların yapraklarını döküp çıplak kalmalarını ve havaların soğumaya başlamasını bereket tanrıçası Demeter’in yeraltı tanrısı Hades’in yanına inmiş olmasına bağlamaları gibi. Her şeyden evvel Khaus’un olması gibi… Mitoslarla açıklanan olaylar olduğu gibi kabul ediliyor, mitolojik düşüncede nedensel sorgulama yapılmıyordu. Bu düşünme şekli M.Ö. 8. ile 5. yüzyıllar arasında gücünü yitirmeye başladı. Çünkü insanlar artık bu kabullerden tatmin olmuyorlardı. Bunun başlıca sebepleri arasında değişen yaşam koşulları sayabiliriz; toprak sahibi aristokratların güç kaybetmeleri ve zanaatkârların güç ve para kazanmaya başlaması gibi.

Peki, ilk felsefi düşünme tarzı Eski Yunan da mı başlamıştır? Bu konuda kesin bir görüş birliği mevcut değildir. Bazı kaynaklara göre Sümer veya Mısır uygarlıklarına dayandırılıyor. Olabilir. Bu bilgiyi de çantama koydum.

Filozofları ve felsefe ekollerini incelemeye başlamadan evvel bir sorum olacak; Felsefe nedir? Yani tanımı, kelime anlamı…

 “Philosophia” yani “Felsefe” kelimesinin kökeni bize Arapça’dan onlara da Yunanca’dan geçmiştir.

Philo + Sophia= Bilgelik + Sevgi

Yani “Bilgeliksevgisi”dir.

TDK’nın sözlüğünde;

  1. Varlığın ve bilginin bilimsel olarak araştırılması.
  2. Bir bilimin veya bilgi alanının temelini oluşturan ilkeler bütünü; Tarih felsefesi. Hukuk felsefesi,
  3. Bir filozofun, bir felsefe okulunun, bir çağın öğretisi; Sokrates felsefesi.
  4. Dünya görüşü,
  5. Bir konuda soyut düşünüş olarak tanımlanmıştır.

Bu tanımları alt alta okunca çok sıkıcı oldu değil mi? Yine de bu tanımlar yolumuzu bilmemiz açısından önemli.

Aristoteles Metafizik adlı eserinde ilk filozof olarak Thales’e işaret eder. Thales yaklaşık olarak M.Ö. 640 ila M.Ö. 550 yılları arasında Milet’te yaşamıştır. Kendisi ilk filozof olmasının haricinde geometrinin kurucusudur. İkizkenar üçgenin taban açılarının eşit olduğunu, birbirini kesen iki doğrunun ters açılarının birbirine eşit olduğunu ve dairenin çapla iki eşit parçaya ayrıldığını göstermiştir. Ayrıca fizik ve astronomi ile ilgilenmiştir. Güneş ve ayın büyüklüklerini hesaplamış, mevsimleri bulmuş, ayın son gününe otuzuncu gün adını takmıştır.  M.Ö. 585 yılında Lydia ile Media arasında yapılacak savaş sırasında olacak olan güneş tutulmasını hesaplamıştır.

Nasıl oldu da Thales bunları ve daha fazlasını keşfetti? Çünkü bakışlarını doğaya çevirdi. Artık mitlerle doğa olaylarının açıklanamayacağının farkına vardı. Gözlem yaptı, yani bilimsel yöntem olarak gözlemi kullandı. Diğer açıdan bakarsak onun gözlemi sayesinde ilk bilimsel çalışmalar başlamış oldu. Ancak yaşadığı dönemin mitolojik inancının etkisinden de tamamen kopamamıştır.

Yaptığı gözlemler sonucunda doğada sürekli bir değişimin olduğunu keşfetti. Bu değişimler ise evrende bir düzenliliğe göre oluyordu. Evrendeki bu düzenin devam edebilmesi için değişen şeylerin ardında değişmeyen şeyin bulunması gerektiğini düşündü. Yani o  “Arke”nin  “Su” olduğunu söyledi. Çevresinde baktığında her yerin su ile kaplı olması etkili olmuş olabilir. Yaşadığı yer ve diğer kara parçaları hep su ile çevriliydi. Diğer bir seçenek ise buz, su, buhar dönüşümü olabilir. Ayrıca mitolojik öğretide de yaratılışta sudan bahsediliyor olması da olabilir. Bu ihtimalleri çoğaltmak mümkün. Maalesef ki bu açıklamalar konusunda net bir bilgiye sahip değiliz. Bildiğimiz şey ona göre su ana maddedir, ilk ilkedir, arkedir.

Thales’in öğrencisi olan Anaksimandros ve onun öğrencisi Anaksimenes’in arke sorununa getirmiş oldukları çözüm onunkiyle aynı değildir. Şimdi biraz burada, Thales’te durayım. Onun gözlerinden dünyaya bakmak için küçük bir mola vereyim çünkü başta dediğim bu gibi bu yol uzun bir yol, bir solukta gitmektense, keyfini çıkararak ilerleyeceğim, ilerleyeceğiz.

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

TUĞBA İNCEOĞLU 5 Ocak 1975 doğumlu. İlk, orta ve lise eğitimini memleketi İzmir’de tamamladı. 1998 yılında İstanbul Üniversitesi Çalışma Ekonomisi Bölümü’nü bitirdi. 2007 yılında Yeditepe Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisansını tamamladı. Yirmi yıla yakın süren iş hayatı boyunca yerli ve yabancı firmaların “İnsan Kaynakları” bölümlerinde çalıştı. 2017 yılından itibaren profesyonel iş hayatından ayrılıp çocukluk hayali olan yazma üzerine yoğunlaştı. Erbulak Evi Yazarlık Okuluna devam etti. Anadolu Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden 2021 yılında mezun oldu. İlk şahsi romanı “Gece ve Gölgeler” 2021 yılında DKY’den ve FeminenArtFest2023 kapsamındaki "Pilav Taneleri" isimli kitabı 2023 yılında Artshop Yayıncılık'tan yayınlandı. Öykülerinin bulunduğu kolektif kitaplar; “Menekşe” İhanet (2019) (DKY), “Sarı Ayıcık” Affet Beni (2020) (DKY), "Arya” İlk Senfoni (2021) (Edebiyatblog) ve “Erkız” Tanrıların ve Tanrıçaların İzinde Mitolojik Öyküler (2022) (Artshop Yayıncılık). 2022 yılında Edebiyatblog bünyesinde roman analizi ve yazma teknikleri üzerine “Atölye Okuyarak Yazıyoruz”un eğimini verdi. Halen Kirpi Edebiyat ve Düşün Dergisi’nde öyküleri yayımlanmakta olup ayrıca Edebiyatblog’da yazmaktadır.