Nedret & Nilrafya

Dünyayı iyilik kurtarcak

Mayıs 21, 2022 - 22:47
Mayıs 21, 2022 - 22:49
 0
Nedret & Nilrafya

Hırçın dalgalara kafa tutmuş ince yürekli zarif bir kaptan Nedret amca. Yıllarca sevmiş sevdirmiş, hep bir anlam aramış mutlaka bir nedeni olmalı boşu boşuna olmamıştır diye  hep bir arayış içinde olmuş.Tabi herkes gibi azınlıkta bir konumda olunca baş edemeyip kendi kabuğuna çekilmiş. Uzun bir sefer dönüşü rıhtıma yaklaşmaktaydı Nedret kaptan. Gemiyi gören  Nilrafya hemen limana koştu. Çok özlemişti Nedret amcayı. Çünkü uzun zamandır yoktu özletmişti kendini. Başından geçenleri anlatmaya başladı Nilrafya.Geçenlerde dere kenarında oturuyordum gözüme bir tane balık sürüsü çarptı. Uzun süre izledim onları tabi orada oldukları için şaşırdım biraz. Üst üste her gün gittim farklı gelmişlerdi bana sürüden ayrılanlar olmuş belli ki sayılar azalmıştı. Her geçen gün daha da azalarak sadece bir tane kalmıştı geriye. Sonra uzun süre gidemedim.Yine bir gün yolum düştüğünde kalan tek balıkta yoktu. Yerinde kocaman bir kurbağa vardı. Acaba kurbağa balıkları yiyor muydu anlam veremedim bir türlü Nedret amca. Ah Nilrafya onlar balık değil iribaş kurbağaların yavrusu yani zamanla değişip dönüşürler. Bak güzel kızım sen sen ol bir şeyi dört mevsimde görmeden yorumlama. Bir ağaç düşün mesela aynı ağaç ilkbaharda görmüş birine göre mis kokulu çiçekli olur ; sonbaharda görmüş birine göre kurumuş, hayat faaliyetlerini kaybetmiş,cansız görünür ama ağaç aynı ağaçtır de mi Nilrafya? Kurbağa da bu misal belli bir dönem balık gördün belli bir dönem kurbağa.Oysa ki her döneminde görsen bu karmaşada kalmazdın. Aynı mahkeme, farklı konu, farklı karar. İnsanlık için de aynısı söz konusu Nilrafya. Bir kişiyi her anında bilmeden eleştiremeyiz. Belli bir konuya göre o iyidir bu kötüdür diyemeyiz. Bu yüzden çok güzel bir örnekle geldin güzel kızım. Bu kadar küçük bir olay bu kadar derin anlamlar içerebiliyormuş ben de bunu öğrenmiş oldum. Peki Nedret amca artık şu esrarengiz yanlarını anlatmanın zamanı gelmedi mi ? Niye dünyadan, insanlardan en önemlisi de kendinden koşar adım kaçıyorsun ? Bu uçsuz bucaksız sulara niye kendini bırakıyorsun ? İnsanlardan kaçtım Nilrafya. Kötülüklerden, somurtkan yüzlerden, hayatı sorgulamadan yaşayanlardan kaçtım. Değiştirmeye çalıştım onları baktım onlar beni değiştiriyor ben de oradan uzaklaştım. Bilmem okyanusta bir damla bıraktımı hikayem  ama inan çok çabaladım ve sonra anladım ki şu senin kurbağalar misali; iribaş bile kurbağaya dönüşürken değişir ama ruh aynı ruh, kalp aynı kalp. İç değişmedikten sonra dışının yüzbin kere değişmesine ne hacet.Ben de bıraktım çabalamayı kaçtım kaçtım sadece kaçtım. Bilinçli bir kişi kaybetmez Nedret kaptan ; ya kazanır ya ders ders alır. Gittikçe daha da kayıtsız kalırsak düzen bize değil de biz düzene uyarsak nasıl yol kathediceğiz. Ufak da olsa olmazlara kötülüklere karşı koymazsak iyilik nasıl kurtaracak bu dünyayı ? Toplumu bu kadar körleştiren  herkesin kabuğuna çekilmesinden değilmidir zaten. Belki de bir çocuğun başını okşasaydık, bir  sokak hayvanı ile dolaşıp köşebaşı bir kaldırımda beraber iki lokma yeseydik, bir tenhada bir mısrada bir romanın sonunda bir teyzem gülüşünde bir amcanın ağlayışını birlik olsaydık dünyayı işte o zaman kurtarırdı iyilik. Bence iyiliği bir sahaftan bir çiçekciden bir yazardan hayatın yükünü sırtlanmış bir kimseden öğrenmeliyiz. Bunları yapsak gerçekten dünya daha da hızlı dönecek Nedret amca. Gel çık o kabuğundan ben de sana bildiğim çok güzel bir hikaye ile örnekleyebilirim bu durumu Nedret amca. Bu hikaye tırtılın kelebeğe dönüşüme hikayesi.Tırtıllar çok yemekten büyüyüp ve şişiyorlar aynı zamanda vücutlarında bir sıvı  birikiyor. Bu da onları yavaş yavaş öldürüyor. Bazı tırtıllar ise bu olumsuz durumla savaşabilen hücreler bulunduyor daha dogrusu hayal güçleriyle kendileri üretebiliyor. Bu hücrelere hayalci hücreler diyorlar. Kelebeğe dönüşebilen her tırtılda bulunan bir hücre. Bu hayalci hücreler tırtılın farklı kısımlarında kümeleniyorlar. Tırtılın ölen hücreler ile beslenip kendilerini yenileyip başka bir hayata hazırlıyorlar. Yani kelebek olmaya. Anlatacağım şu ki her bir çöküşün sonunda bizde hayalci hücrelerimizi kullanıp bir kelebeğe dönüşebilmeliyiz. Kendimizce inanmayarak yapamayacağımızı düşünerek tarihten silinip gitmenin hiçbir anlamı yok. Düşünceler bulaşıcıdır Nedret amca. Sabah sokağa  çıktığımızda mesela gördüğümüz kişilere selam verip gülümsersek onlarda pozitif başlamazmı güne? Sen  hayata ne nispette gidersen hayatta sana o nispette gelir. Sebepsiz yere yakınlarımıza sevdiğimizi söylersek mutlu olmazlarmı bu da iyilik değil midir ? İyi olmak çok kolay Nilrafya kızım önemli olan davranabilmek. Tamam haklısın Ben kabuğumdan çıkmam gerek düşünce yapımı değiştirdim diyelim hayatı bir şeye bağlanmadan günübirlik yaşayan çoğunluklara neyi nasıl öğretebilirsin ki. Bir insan bence bir şeye bağlanırsa iyilik yayılabilir , hiçbir şeye anlam vermeden anlamaya çalışmadan nefsin yazdığı oyunlarda oynanırsa iyiliğe dair çokta duygu barınmaz bence o bedende. İyiliğe bağlı kalsınlar demiyorum ki ben Nedret Kaptan normal işleri gibi iyiliği de günübirlik yapsınlar. Mesela hayvanlar için bir su kabı koymak sokağa, oraya buraya çöp atarak çevreyi kirletmemek, hadi hiçbir canlı için hiçbir şey yapılmasın elimizdeki nimetleri  israf etmemekte bir iyilik  değilmidir. Hep bugün de bekliyorken ben başka yarındayım ben başka zamandayım. Hayatımın zamlandığı  dönemlerdeyim. Nedret kaptan yine uzun bir yolculuğa çıkıp aylarca gelmedi.Oysaki iki ay kadar bir sürede gelirdi hep. Nilrafya çok bekledi ama bir gün kara haberi geldi. Okyanusun derin sularında geminin battığı ve içindekilerin arama çalışmalarının sürdüğü ama hiç bir gelişme olmadığı ortaya çıktı. Nilrafya anın şaşkınlığı ve üzüntüsü ile sokaklarda dalgın dalgın yürüyordu. Bir an gözüne köşe başındaki lokanta çarptı maddi durumu olmayıp sokakta yaşayan birkaç kişiye her vakit yemek veren iş yeri şimdi onları yaka paça kovuyordu. Bir sokak ileride yine bu duruma benzer bir olaya tanık oldu. Sokak hayvanlarına et veren kasabın bugünlerde onları kapının önünden şiddetle kovduğunu gördü. Kapı önünde kendi aralarında konuşan teyzelerden durumun neden böyle olduğunu öğrendi Nilrafya. Nedret Kaptan kazancının bir kısmını belirli aralıklarda bu esnaflara verip her gün o masumların  doyurulmasını istemiş. Nedret Kaptan ölüncede hemen yüz değiştirip gerçek yüzleri ortaya çıkmıştı. Nedret amca hep derdi iyiliğin şartı beştir evlat diye; tez olmalı, gizli olmalı, gözde büyütülmeli, sürekli olmalı ve yerini bulmalı. O zaman anlamalıydım. Ama şu an anlıyorum ki topluma karışmadan uzaktan yapılan iyilikler dönüp arakaya bakmayı gerektiriyormuş. Sen insanlara değil de insanların  seni değiştirdiği noktada olgunlaşılıyormuş. İşte o zaman olmazlara inat daha da iyilikle kucaklamak gerekiyormuş dünyayı. 

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Elif Can Güme gidemi ömür, yoksa gümbürtüsü mü kalemim..