ÜÇ RUH BİR BEDEN

Dünyanın bir ucundan diğer ucuna giden Christine kendi benliğinin getirdiği sorunları o benliği reddederek mi aşacak kabul ederek mi? Hep birlikte gözlemleyeceğiz.

Şubat 16, 2024 - 15:53
Şubat 21, 2024 - 14:29
 0

1. ZORAKİ YOLCULUK

11 MAYIS 2012
CRİSTİNE REYES
Bahar aylarının hafif esintisi ve sokaklardaki sessizliğin içinde, kafasındaki düşüncelerden kaçmaya çalışarak 8 kilometre koşmuş ancak hala belirsizliklerle mücadele ediyordu. Son zamanlarda yaşadığı depresyondan dolayı kitabı için bir kurgu bulamamıştı yayın evinden izin alıp farklı yerler geziyor ve farklı hikayeler dinleyip ilham arıyordu. Ancak ne yaparsa yapsın hala bir bilinmezlik içindeydi. Evinin etrafında 3 km daha koşmuş eve dönmüştü maillerini kontrol ettiğinde öğleden sonrası için online toplantısı olduğunu görmüştü. 
Saat 14 00’da toplantı için hazır bir şekilde bekliyordu. Mr. Mat söze başladı. 
Mr. Mat:’’ evet arkadaşlar bir süredir Emy ile üzerinde çalıştığımız bir proje var gelişmekte olan ülkelerde yaşayan keşif edilmemiş yazar ve şairleri o ülkelerde küçük ortaklıklar kurarak keşif etmek ve kendi bünyemize katmak bunun içinde ortaklık kurduğumuz yayın evleriyle kendi çalışanlarımızın yönetiminde ve desteğinde olmasını istiyoruz.’’ 
Her kes garip bir sessizliğe bürünmüştü. Christine nedense çok gerilmişti. Mr Mat söze devem etti.
Mr Mat:’’ İlk durağımız Türkiye sizlerin de dikkatini çekmiştir son zamanlarda bir çok alanda ödül kazanan sanatçıları var ancak gerekli araştırmalar yapıldığında bir çok sebepten gerekli desteği alamıyorlar bizde bu desteği sunmayı planlıyoruz. İlk aşamayı ortaklık kuracağımız yayın evi için gerçekleştirdik. Ve olumlu sonuçlandı ikinci aşama ise bazılarınızın hoşuna gitmeyecek biliyorum ancak kimlerin Türkiye’ye gideceğini belirlemek olacak.’’ 
Mrs Emy sözü devralarak
Mrs Emy: ‘’ iki ekip olacağız ilk altı ay Mr Mat ve ekibi sonra ben ve ekibim sırayla bu süreç devredecek maddi bir endişeniz olmasın lütfen.’’
Christine ilk ekipte olmak istemiyordu hatta Türkiye’ye gitmeyi hiç istemiyordu ancak işler istediği gibi olmadı. 
Mr Mat:’’ şimdi ekipleri belirledik vize ve pasaport işlemleri şirket tarafından halledilecek ilk ekipte olanlar Christine BERES, Edvin DARELL Oven HAROLD…’’  
Okunan diğer isimleri ve neler yapmaları gerektiğini anlatan konuşmayı dinleyemedi. Beyninde sadece altı ay sözü dönüyordu. Toplantı bittikten sonra Emy aramıştı.
Emy’’ inan bana seni kendi ekibime almak için çok uğraştım’’ yüzü düşmüştü.
Christine:’’ Türkiye’ye gitmek istemiyorum’’ 
Emy’’ biliyorum ancak senin Türkçe bilmen ve sizin ekipteki birkaç kişinin daha önceden Türkiye de tatil yapması ikinci grubun işini kolaylaştıracak’’ 
Christine uzun zamandır hissetmediği kadar çaresiz hissediyordu kendini. 
Emy:’’ Merak etme haftaya yayın evini ziyarete gidiyorum ve sen oraya gittiğinde en az sorunla karşılaşmanı sağlayacağım.’’ 
Emy ile üniversiteden arkadaştı ve onunla konuşmak iyi gelmişti.

Kimlerin Türkiye’ye gideceği belirlenmiş tüm resmi işlemler bitmişti kalınacak evler orada kullanılacak banka kartları hatta yapılacak geziler bile planlanmıştı. Heyecanlı olanlar ve gergin olanlar Türkçe konuşmak için kursa gidenlerle dolu iki ayın sonunda bu işten kurtulamayacağını anlamıştı C Christine 
Çocukluğunda Türk bakıcısından öğrenmişti Türkçeyi onu çok severdi onunla yıllarca yaşamış ve daha sonra kendisini daha çok geliştirmişti. Ancak her yıl Türkiye ile ilgili çıkan haberler kadın cinayetleri onun o sevgisinin ön yargıya dönüşmesine yetmişti. Şimdi ise o tüm ön yargılara sebep olan ülkede 6 ay geçirecekti.
30 HAZİRAN 2012
Bavullarını toplamış ve Türkiye'ye gitmek için son anı beklemişti. Ne kadar geç o kadar iyi diye düşünüyordu. bir önceki akşam Emy ile vedalaşmış ve son kez şansını denemişti. 
Christine'' Türkiyede ki bu saçma sistem nereden çıktı'
Emy'' benim fikrimdi bir kaç senedir yaratıcı fikirler bulamıyoruz okurların dikkatini çekmeyi her zaman sağlar farklı kültürler ve mekanlar dikkat çeker bunu çok iyi biliyorsun''
Christine'' bahsettiğimiz ülke Türkiye'' kahve bardağını masaya bırakıp arkasına yaslandı haklıydı ve bunu Emy'de biliyordu.
Emy'' farkındayım ve sana hak veriyorum ancak aralarında yeteneğini göstermeğe ve taktir edilmeye aç çok fazla insan var ve bize onlar lazım'' 
Christine'' benim gitmem doğru değil burada bile evden çalışıyorum orada ofiste çalışmak zorunda kalıcam''
Emy'' senin derdin şimdi anlaşıldı merak etme sen ve seninle ortak çalışacak kız aktif olacaksınız istediğin zaman istediğin yerde çalışabilirsin ancak ofiste olman şartıyla hem tüm ülkeyi gezip yeni konular bulabilirsin işine yarar''
Christine'' tek çalışmayı tercih ederim kimseyle uğraşamam''
Emy'' üzgünüm ekip olacaksınız ve beraber ortak bir şeyler çıkaracaksınız ayrıca kız hem şiir yazıyor hemde bilim kurgu ingilizcede bir şeyler yapıyor bayağı yetenekli''
Christine'' iyi bari en azından ingilizce biliyor''
Emy sitemli sitemli '' CHRİSTİNE'' dedi ve konuyu değiştirip yeni kitaplar hakkında konuşmaya devam ettiler 
ertesi sabah Christine evden bavullarını toparladı ve havaalına geçip prosedürlerle uğraştı ve 11 saat sürecek uçak yolculuğu için kendisini koltuğuna bırakıp derin bir uykuya daldı.
uyandığında uçak inişe geçmek üzereydi ve tüm yol boyunca uyumanın verdiği rahatlıkla toparlanıp uçağın inmesini bekledi uçak sabiha gökçen havaalimanına iniyordu burası anadolu yakasında bir yerdi yayın evi maltepe denilen bir yerde denize 5 dakika yürüme mesafesindeydi kalacakları evi önceden ayarlamışlardı ve Cristine her kesin aksine tek başına kalacaktı o yüzden küçük bir ev kiralanmıştı 
uçaktan iner inmez araba kiralamak istedi ancak önce ehliyetini türkiyedeki sistemde onaylatması gerekiyordu bu yüzden şirketten gelen bir araç ve ona işlemler için yardımcı olacak rehber ile eve geçti. tüm prosefürler ve evin eksiklerini tamamlama süreçleriyle geçen 10 günün ardından yarın işe başlamaya hazırdı  
11 TEMMUZ 2012 
Sabah erkenden kalktı ve takım elbisesini giyip saat tam 08.00 da arabasıyla yayın evinin kapısındaydı. güvenliklerden ismini onaylatıp binaya giriş yaptı etrafınadaki insanları anlamaya çalışyor ve kendisi hakkında yapılan gereksiz yorumları göz ardı etmeye çalışıyordu. Parmak izi ve giriş kartını halledip kendisine ayrılan odaya geçti. oda çok geniş ve ferahtı camdan dışarı baktığında bahçeyi görebiliyordu. daha sonra odayı dikkatli bir şekilde incelemeye başladı 2 masa karşılıklı konulmuş ve isimler yazıyordu kendi isminin yazılı olduğu masayı düzenlemeye başlayıp düşüncelerden uzaklaşmaya çalıştı ancak bir süre sonra odann kapısı birden açıldı ve içeri orta boylarda yataktan kalkıp gelmiş gibi görünen bir kadın girdi ve...

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Gamze Akbas Farklı olmak mı kötüdür? Yoksa hiç bir farkının olmaması mı? Aşk acısı çekmek mi kötüdür? Hiç aşık olamamak mı? Karanlık mı kötüdür? Karanlıkta yürüyecek kadar özgür olamamak mı?